Bu çalışma, Reggio Emilia yaklaşımından ilham alan bir ilkokulda yapılan birinci sınıf uygulamalarının incelenmesini amaçlamaktadır. Eğitim, teknolojik gelişmeler, ekonomik ve siyasi değişiklikler ve toplumdaki sosyal dönüşümlerden etkilenmektedir. Bu değişikliklerle birlikte ortaya çıkan insan odaklı yaklaşımlar, bilgi üretiminin artması, ezberci öğrenmeye karşı eleştiriler ve düşünen, tartışan ve üreten bireyler yetiştirme eğilimleri insanları eğitim hakkında düşünmeye ve farklı perspektiflere yönlendirmektedir. Eğitim sistemi dünya genelinde ebeveyn grupları, eğitimciler ve hatta öğrenciler tarafından sorgulanmaktadır; çocukların ilgi ve yeteneklerine göre düzenlenen öğrenme ortamlarına olan talebin artması, alternatif fikirler ve okulların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine dayanan planlar, \"alternatif okullar\" kavramını gündeme getirmiştir. Geleneksel okullardaki sorunları, öğrencilerin kişilik özelliklerini, gelişim hızlarını, ilgi ve beklentilerini göz ardı etmek olarak tanımlayan Dündar (2007), alternatif okul kavramından bahsederken eğitimcilerin odaklanması gereken noktaları ortaya koymaktadır. Dündar (2013), alternatif okulların demokratik eğitime göre birey odaklı olduğunu ve seçim özgürlüğü sunduğunu belirtmektedir. Çocuk merkezli yaklaşımlarda öğretmenin de bir öğrenci olarak görüldüğü, çocuğun öğrenmesinden sorumlu olduğu ve kendisine sunulan özel çevresel fırsatlarla bilgiyi kendisinin yapılandırdığı vurgulanmaktadır. Bu noktadan hareketle, çocuk merkezli yaklaşımlar öğretmenlerin bu niteliklere sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunlar, çocukların güçlü yönlerini, ilgi ve ihtiyaçlarını takip edebilme, iyi bir gözlemci olabilme, rehberlik edebilme, araştırma yapabilme ve esnek bir karaktere sahip olabilme gibi niteliklerdir. Reggio Emilia yaklaşımı, bu niteliklere sahip olması gereken öğretmenleri vurgulamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :