Bu bölümde, Vygotsky'nin sosyo-kültürel teorisi ve ikidilli eğitim arasındaki ilişki incelenmektedir. Vygotsky'ye göre, dil ve düşünce arasındaki etkileşim önemlidir ve çocuklar sosyal etkinliklere katıldıklarında dil ve düşünce birleşir. Sosyal etkinlikler dil öğrenimini teşvik eder ve buna bağlı olarak bilişsel gelişimi artırır. Son araştırmalar ikidilliliğin bilişsel gelişimi hızlandırdığını ve özellikle sözel olmayan alanlarda, tepki ve sosyal biliş dahil olmak üzere bilişsel gelişimi artırdığını göstermektedir. İkidilli eğitimdeki yıllar boyunca yapılan çalışmalar, kimlik oluşumunun aşamasını daha iyi anlama gerekliliğini vurgulamaktadır. Vygotsky'ye göre, ikidilli çocukların sosyal etkileşimleri hızlı bilişsel gelişime yol açar. İkidilli çocuklar, sosyal bağlamdaki etkileşimlerden ipuçları elde eder ve hangi dilin kullanılması gerektiğini anlar. Sosyal etkileşim yoluyla, ikidilli çocuklar farklı arka planlara sahip insanların kendi benzersiz kimliklerine sahip olduklarını görür ve sadece ikidilli bildiği bir dil aracılığıyla iletişim kurabilirler. İkidilli çocuklar, çok erken yaşlarda diğer insanların görüşlerini dikkate almak zorunda oldukları için, ego merkezcilikleri daha erken yaşlarda azalır. Vygotsky, ikidilli çocukların ego merkezciliğinin azalmasının bilişsel ilerlemelerinin bir tepkisi olduğunu destekler. İkidilli eğitimde, ikidilli eğitim ve kimlik konusundaki perspektifler çeşitli olsa da, ortak fikir, kimliklerin sosyal tartışmaları yansıtan ikidilli eğitim programlarıyla ilişkili olduğudur. Bu nedenle, öğretmenler sınıf etkinliklerinde ikidilli öğrencilerin gelişen kimliklerini dikkate almalıdır. Sosyo-kültürel teori, dilin kullanımı, düzenlenmesi ve yapısı temelinde gelişimsel adımların gerçekleştiğini öne sürer.(AI)
Atıf Sayısı :