İletişim, bireyin sosyal çevresiyle bağ kurabilmesi, duygu
ve düşüncelerini aktarabilmesi ve karşısındakini anlayabilmesi açısından
yaşamsal öneme sahip temel bir süreçtir. İnsan, doğası gereği toplumsal bir
varlık olduğundan çevresiyle etkili iletişim kurma becerisi hem bireysel
gelişimini hem de toplumsal katılımını doğrudan etkiler. İletişim yalnızca sözcüklerle değil; beden dili, jestler,
mimikler, ses tonu ve görsel araçlar yoluyla da gerçekleşebilir. Bu yönüyle
iletişim, çok boyutlu ve dinamik bir etkileşim sistemidir. Özellikle erken çocukluk dönemi, iletişim becerilerinin
temellerinin atıldığı kritik bir evredir. Bu dönemde kazanılan iletişim
yeterlikleri, çocuğun bilişsel gelişimi, sosyal ilişkileri ve akademik öğrenme
süreçleri üzerinde belirleyici bir rol oynar. Dil ve konuşma gelişimi, bireyin
yalnızca kendini ifade edebilme kapasitesini değil, aynı zamanda
çevresindekilerle kurduğu ilişkilerin niteliğini de doğrudan etkiler. Bu
nedenle, iletişim becerilerinde yaşanan güçlükler çocuğun eğitim hayatını ve
sosyal uyumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bu bölümde iletişim, dil ve konuşma kavramlarına yer
verilmiş; tipik gelişim süreci ile dil ve konuşma bozuklukları olan çocuklarda
karşılaşılan iletişim farklılıkları ele alınmıştır. Ayrıca, bozuklukların
tanılanması, öğretmenlerin sınıf içindeki destekleyici rolleri ve ailelerle
kurulacak iş birliğinin önemi gibi konulara da değinilerek hem kuramsal hem de
uygulamaya dönük kapsamlı bir çerçeve sunulmuştur.
Atıf Sayısı :