Akciğer kanseri, küresel düzeyde hem insidans hem
mortalite açısından en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. 2022 yılında
dünya genelinde 2,48 milyon yeni olgu ve 1,8 milyon ölüm bildirilmiş olup,
2050’ye kadar bu sayıların sırasıyla 4,62 milyon ve 3,55 milyona çıkacağı
öngörülmektedir. Türkiye’de akciğer kanseri erkeklerde en sık, kadınlarda ise
beşinci sırada görülen malignite olup kanser ölümlerinde ilk sırada yer
almaktadır. Histolojik olarak akciğer kanserleri küçük hücreli (SCLC) ve küçük
hücreli olmayan (NSCLC) tipler olarak sınıflandırılır; NSCLC olguların %85’ini
oluşturur. Adenokarsinom, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de en yaygın alt
tip hâline gelmiş, skuamöz hücreli karsinomun oranı azalmıştır. Bu değişim,
sigara kullanımı paternleri, tütün ürünlerindeki modifikasyonlar ve çevresel
maruziyetlerle ilişkilidir. Moleküler epidemiyoloji verileri, Türkiye’de EGFR
mutasyon oranlarının %10–17 arasında olduğunu ve bu mutasyonların özellikle
adenokarsinom, kadın ve sigara içmeyen hastalarda daha sık görüldüğünü ortaya
koymaktadır. ALK rearranjmanları ise %3 civarında bulunmuştur. Bu bulgular,
kişiselleştirilmiş tedavi kararları açısından önem taşır. Başlıca risk
faktörleri arasında tütün kullanımı, dizel egzozu, radon, hava kirliliği,
genetik yatkınlık ve kronik akciğer hastalıkları yer almaktadır. Tütün
kontrolü, hava kirliliğinin azaltılması ve radon iyileştirme programları
birincil korunmanın temelini oluştururken, düşük doz BT taraması yüksek risk
gruplarında mortaliteyi azaltmada etkilidir. Kanser epidemiyolojisi, risklerin
nicel değerlendirilmesi, tarama stratejilerinin hedeflenmesi ve kaynak tahsisi
için kritik bir bilimsel çerçeve sağlar.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :