Karies ve periodontal hastalıklar, stomatognatik sistemin en etkili çiğneme birimleri olan arka dişlerin kaybına neden olabilir. Eksik dişlerin rehabilitasyonu, gerçek diş hekimliği araştırmalarının ana hedeflerinden biridir. Ancak, sağlıklı çiğneme fonksiyonu, oral konfor ve stomatognatik sistemin dinamiklerini korumak için tüm eksik arka dişlerin yerine konması gerektiği sorgulanmaktadır. Günümüzde, eksik arka dişlerin yerine konması için çıkarılabilir parsiyel protezler, sabit parsiyel protezler ve implant destekli protezler gibi çeşitli protez müdahaleleri kullanılabilir. Bununla birlikte, finansal kısıtlamalar, sistemik hastalıklar ve zaman alıcı prosedürler, diş tedavisi talep etmeyen hastalar için en yaygın nedenlerdir.Diş hekimleri, diş tedavi seçeneğini planlarken ve seçerken, kalan dişleri, hastaların sistemik durumunu, temporomandibular eklemi ve hastanın taleplerini dikkate almalıdır. Alternatif bir seçenek olarak, arka dişlerin varlığında ön dişlerin ve birkaç oklüzyon temasının bulunması, kısaltılmış diş kavramı olarak adlandırılan özel bir diş yapısı olarak düşünülebilir. 1981 yılında, bir protezodontist olan Kayser tarafından \"Kısaltılmış diş kavramı\" sunuldu. Kayser ve meslektaşlarına göre, kısaltılmış diş kavramı, minimum 20 oklüzyon birimine sahip bir diş yapısı olarak tanımlanabilir ve bu, suboptimal olsa da hastanın sağlıklı stomatognatik fonksiyonu için kabul edilebilir. Bir oklüzyon birimi, bir çift oklüzyon yapan azı dişleri veya premolarlar olarak tanımlanabilir. Sağlıklı bir oklüzyonun özelliklerini karşılamak için dört oklüzyon biriminin yeterli olabileceği belirtilmiştir. Benzer şekilde, 1992 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 20 iyi yerleştirilmiş dişten oluşan bir diş yapısının fonksiyonel ve estetik beklentileri başarıyla karşılayabileceğini belirtmiştir. Kısaltılmış diş kavramı, basitleştirilmiş bir tedavi yaklaşımı olarak düşünülebilir, ancak konvansiyonel diş hekimliğinde hedeflenen perspektiften farklı bir perspektife sahip olduğu için tartışmalıdır. Kısaltılmış diş kavramının temporomandibular bozukluklar, diş göçü, zayıf çiğneme performansı ve yaşam kalitesinin bozulması gibi istenmeyen etkilere sahip olduğu iddia edilmiştir. Kısaltılmış diş kavramının stomatognatik sistemin fizyolojisi, oklüzyon stabilitesi, oral sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve diş hekimlerinin tutumları üzerindeki etkilerini belirlemeyi amaçlayan çalışmalar yapılmıştır.(AI)
Atıf Sayısı :