Dijital Çağda Yol Almak: Dijital Okuryazarlığın Temelleri Ve Sınırları
Anahtar Kelimeler
Dijital okuryazarlık, 1990’ların sonlarında Paul
Gilster tarafından dijital ortamlarda sunulan bilgiyi yorumlama ve kullanma
yetkinliği olarak tanımlanmış, zamanla bilişsel, teknik ve sosyo-duygusal
bileşenleri kapsayan çok boyutlu bir kavrama dönüşmüştür. Günümüzde bu kavram
yalnızca teknik becerilerle sınırlı olmayıp eleştirel düşünme, dijital bilgi
üretme, etik paylaşım, dijital yurttaşlık ve toplumsal farkındalık gibi çağdaş
yetkinlikleri de içermektedir. Bu genişleyen çerçeve, dijital okuryazarlığın bireylerin
eğitimde fırsat eşitliği ve mesleki yeterlilikler kazanmasında önemli bir rol
oynadığını ortaya koymaktadır. Martin ve Grudziecki’nin önerdiği üç aşamalı
model—dijital yeterlik, dijital kullanım ve dijital dönüşüm—dijital
okuryazarlığın gelişimsel ve süreç odaklı doğasını vurgulamaktadır. Ayrıca,
dijital okuryazarlığın bilgi, görsel, medya, iletişim, BİT ve teknolojik
okuryazarlık gibi alt bileşenlerden oluştuğu; bu bileşenlerin bütüncül bir
eğitim yaklaşımıyla desteklenmesi gerektiği belirtilmektedir. Dijital
okuryazarlık sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle de doğrudan ilişkilidir.
Dijital bilgiye erişim ve bu bilgiyi anlamlı şekilde kullanma becerisi,
toplumsal kapsayıcılığı, sağlık okuryazarlığını ve yerel düzeyde sorun çözme
kapasitelerini artırmaktadır. Eğitimde dijital okuryazarlığın pedagojik
yenilikle entegrasyonu, özellikle yerel değerlere dayalı müfredatlarda öğrenme
kalitesini artırmakta ve kültürel sürdürülebilirliğe katkı sunmaktadır. Özellikle
okul öncesi dönemde dijital hikâyeleştirme, yapay zekâ destekli içerikler ve
mobil öğrenme araçlarının kullanımı; çocukların çevresel farkındalık,
yaratıcılık ve dijital iletişim becerilerinin gelişimini desteklemektedir.
Ancak bu süreçte öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin artırılması, teknolojik
eşitsizliklerin azaltılması ve pedagojik dengelerin gözetilmesi kritik önem
taşımaktadır. Sonuç olarak dijital okuryazarlık, çağdaş eğitim sistemlerinde
hem bireysel gelişim hem de sürdürülebilir toplumsal yapıların inşasında temel
bir kaldıraç işlevi görmektedir. Dijital yetkinliklerin pedagojik, kültürel ve
etik bir yaklaşımla eğitim sistemlerine entegrasyonu, kapsayıcı ve dirençli bir
öğrenme ekosisteminin anahtarıdır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :