Kanser Cerrahisinde Tromboemboli Ve Profilaksisi
Anahtar Kelimeler
Kanser cerrahisi geçiren hastalarda tromboemboli riski oldukça yüksektir. Kanserli bireylerde hastalık ve tedaviye bağlı olarak pıhtılaşma artışı görülür ve bu da trombotik olayların daha sık meydana gelmesine neden olur. Venöz tromboembolizm (VTE), kanser hastalarında en önemli ölüm nedenlerinden biridir. Kanser cerrahisi geçiren hastalarda derin ven trombozu (DVT) riski 2 kat, ölümcül pulmoner emboli (PE) riski ise 3 kat daha fazladır. Bu nedenle, kanser cerrahisi geçiren hastalara postoperatif tromboprofilaksi önerilmektedir.Kanser ve tromboz ilişkisi uzun bir süredir bilinmektedir. Kanser hastalarının yaklaşık %10'unda klinik olarak kanıtlanmış VTE geliştiği gösterilmiştir. Tümör hücrelerinden kaynaklanan prokoagülan maddelerin salınımı ve dışarıdan gelen basıya bağlı kan akımının bozulması trombozun oluşumunda rol oynar. Kanser hastalarında VTE'yi tetikleyen faktörler arasında hastaya özgü faktörler (yaş, geçirilmiş VTE, kalıtsal trombofili, obezite, immobilite, ek hastalıklar) ve tümöre özgü faktörler (tümörün histolojik tipi, lokalizasyonu, evresi) bulunur. Ayrıca, bazı kemoterapötik ajanlar ve abdominal cerrahi girişimler de VTE riskini artırır.Kanser cerrahisi sonrası VTE gelişimi genel popülasyona göre daha sıktır. Özellikle majör intrabdominal ve pelvik operasyonlar diğer cerrahi prosedürlere göre daha risklidir. Bu nedenle, kanser cerrahisi geçiren hastalarda VTE profilaksisi önemlidir. Risk değerlendirmesi için Caprini risk değerlendirme modeli kullanılabilir. Laparoskopik kanser cerrahisi, açık cerrahiye göre daha az VTE komplikasyonu riski taşır. Ancak pnömoperitoneum ve uzun süreli ters Trendelenburg pozisyonu da tromboz riskini artırabilir.(AI)
Atıf Sayısı :