Bu bölümde, gastrointestinal sistem cerrahisinde metabolizma ve beslenmenin önemi üzerinde durulmaktadır. Metabolizma, organizmanın çevresel değişikliklere uyum sağlaması, büyüme ve iyileşme süreçlerinin gerçekleşmesi ve homeostazisin sürdürülmesi için gereken biyokimyasal süreçlerin bütünüdür. Bu süreçlerin düzgün işleyebilmesi için ise organizmanın yeterli besin maddesine erişimi ve işlevsel bir sindirim sistemi olması gerekmektedir. Besinlerin sindirilmesi, emilmesi ve kullanıma veya depolamaya uygun hale getirilmesi sayesinde metabolizma sürdürülebilir. Metabolizmanın sürdürülebilmesi için gereken bileşenler enerji ham maddesi (karbonhidrat ve lipit), temel yapı taşları (azot) ve bu bileşenlerin işlenmesi için gerekli olan vitaminler, mineraller ve eser elementlerdir.Geçmiş yüzyılda yapılan çalışmalar, travmaya endokrin ve metabolik yanıtların pek çok yolak üzerinden gerçekleştiğini ve beslenme ile iyileşme arasındaki sıkı ilişkinin anlaşılmasını sağlamıştır. Karbonhidrat metabolizması, lipit metabolizması ve protein metabolizması gibi temel mekanizmalar enerji sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Karbonhidratlar organizmanın temel enerji kaynaklarıdır ve sindirim sistemi tarafından parçalanarak kullanıma hazır hale getirilir. Lipitler ise hücre iskeletinin yapısında, sinyal iletiminde ve enerji depolanmasında önemli rol oynar. Lipitlerin yıkılmasıyla elde edilen enerji, diğer besin maddelerine göre daha fazladır.Sonuç olarak, gastrointestinal sistem cerrahisinde metabolizma ve beslenme arasındaki ilişki önemlidir. Organizmanın yeterli besin maddesine erişimi ve işlevsel bir sindirim sistemi sayesinde metabolizma düzgün bir şekilde işleyebilir. Bu nedenle, cerrahi müdahalelerde metabolizma ve beslenme faktörleri dikkate alınmalıdır.(AI)