Bu bölümde, çocuklarda dişsel ağrı algısı ve yönetimi konusu ele alınmaktadır. Ağrı, mevcut veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili hoş olmayan bir duyusal ve duygusal deneyim olarak tanımlanmaktadır. Ağrı, sadece doku hasarına bağlı olmayabilir, çeşitli uyaranlar da ağrı oluşturabilir. Her yaşta çocuk ağrıyı algılayabilir ve ağrı, çocuğun yaşamının erken dönemlerinde yaşadığı deneyimlerin sonucunda yetişkinlikte de etkisini gösterebilir. Tıbbi prosedürler, travma veya hastalık nedeniyle çocuklarda ağrı meydana gelebilir. Kanserli çocuklarda ağrıyı arttıran faktörler arasında çocuğun anksiyetesi, geçmişte yetersiz tedavi edilmiş ağrı hikayesi, çocuğun kontrol eksikliği ve diğer yan etkileri yaşama deneyimi bulunmaktadır. Ayrıca, ebeveynlerin ve kardeşlerin anksiyetesi ve korkuları, tedavi rejiminin zayıf teşhis derinliği, ebeveynin ağrıya karşı tepkisi ve sağlık personelinin yetersiz tedavi uygulamaları da çocuklarda ağrıyı artırabilir. Çocukların ağrıya verdiği cevaplar yaşa bağlı olarak değişebilir ve çocuğun algısal gelişimi ve baş etme yetenekleriyle ilişkilidir. Yaşın artmasıyla birlikte ağrı eşiği düşer ve çocuklar ağrıyla daha etkili bir şekilde başa çıkabilir. Kendi kendine mücadele yöntemleri, küçük yaşta diş hekimliği hastalarında dikkat çekicidir. Bu fenomen, baş etme yeteneğinin olgunlaşması, kendi kendini kontrol etme becerisinin gelişmesi ve sosyal etkiler gibi birçok faktörün etkileşimiyle ortaya çıkar.(AI)
Atıf Sayısı :