Epilepsi, dünya genelinde en sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir ve yaklaşık olarak her 100 kişiden birinde görülür. İlaç tedavisi ile kontrol altına alınabilen epilepsi vakalarının yaklaşık %30'unda ise nöbetler kontrol altına alınamamaktadır. Bu nedenle, yeni antiepileptik ilaçların geliştirilmesi için deneysel hayvan epilepsi modellerinin kullanılması gerekmektedir.Epileptik nöbetler, beyindeki anormal düzeyde aşırı veya nöronlardaki senkronize aktivite sonucu ortaya çıkan geçici semptomlar olarak tanımlanır. Epilepsi ise, kognitif, psikolojik, nörobiyolojik ve sosyal durumun sonuçlarıyla sürekli bir epileptik nöbet oluşturma eğilimi olan bir bozukluktur. Epileptogenez ise normal bir beyin yapısının epileptik hale gelme sürecini tanımlar. Epileptogenez sırasında beyinde birçok nöropatolojik değişiklik meydana gelir ve epilepsiye yol açan mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır.Epilepsinin moleküler mekanizmalarının anlaşılması, epileptogenezi sınırlamak için terapötik müdahalelere yol açabilir. Bu nedenle, deneysel modeller üzerinde yapılan çalışmalar, epilepsinin elektrofizyolojik temellerini ve mekanizmalarını daha iyi anlamak ve daha etkili antiepileptik ilaçlar geliştirmek amacıyla yapılır.Epilepsi üzerinde yapılan çalışmalarda, araştırmanın amacına bağlı olarak farklı modeller kullanılır. Klinik nöbetlerin çeşitliliği ve her modelin klinik epilepsiyle tam olarak aynı olmaması nedeniyle, birçok farklı deneysel model geliştirilmiştir. Bu modeller arasında en yaygın olarak sıçanlar kullanılmaktadır.Sonuç olarak, deneysel hayvan epilepsi modelleri, epilepsinin mekanizmalarını ve etkili tedavi yöntemlerini anlamak için önemli bir araçtır. Bu modellerin kullanımı, yeni antiepileptik ilaçların geliştirilmesine ve epilepsi hastalarının yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlayabilir.(AI)
Atıf Sayısı :