1699-1839 Arasında Siyasi, Sosyal Durum Ve Batı Tarzı Türk Edebiyatına Yansımaları
Anahtar Kelimeler
Bu makalede, 1699-1839 yılları arasındaki siyasi ve sosyal durum ile Batı tarzı Türk edebiyatına olan yansımalar incelenmektedir. Osmanlı İmparatorluğu, küçük bir beylikten büyük bir imparatorluk haline gelerek üç kıtaya hâkim olmuştur. Ancak, değişen dengeleri tam olarak değerlendirememiş ve çağın gereklerine uygun revizyonu gerçekleştirememiştir. Bu nedenle, iç ve dış mücadelelerin çokluğu ve dar boğazlara girmesi sonucunda gerileme yaşanmıştır. Osmanlı Devleti, Klasik İslam Medeniyeti anlayışıyla kendini en üstün ve kendi kendine yeterli olarak görmüştür. Avrupa ile olan etkileşim ise 18. yüzyıla kadar sınırlı kalmıştır. Osmanlılar, Avrupa'nın cehalet ve küfrün derinliklerinde olduğunu düşünmüşlerdir. Ancak, bu düşünce Ortaçağ sonlarına doğru değişmeye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, mühtedi ve mülteciler aracılığıyla birçok dini bilgiye ve keşfe erişebilmiştir. Ancak, bilgiye ve öğrenmeye verilen önem yetersiz olmuştur. Batılılaşma, bir kimlik sorunu olarak algılanmış ve Batı'nın üstünlüğü sadece maddi alana ait görülmüştür. Aslında, zihniyetin değişmesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, dünyaya hâkim olma algısı nedeniyle Batı'ya ilgisiz ve lakayt davranmıştır. Ancak, Batı'nın hızlı ilerleyişi fark edildiğinde aradaki mesafe açıkça görülmüştür. Bu makalede, siyasi ve sosyal durumun yanı sıra Batı tarzı Türk edebiyatına olan etkileri incelenmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :