Bu çalışma, Türkiye'deki enkaz yönetimi planlarının bir değerlendirmesini yapmayı amaçlamaktadır. İstanbul örneği üzerinden yürütülen bu çalışma, dünya genelinde hortumlar, sel, depremler ve tsunamiler gibi felaketlerin sayısının arttığını ortaya koymaktadır. Bu felaketler sonrasında insan ölümleri, yaralanmalar, mülk hasarları, yıkılan binalar, altyapılar ve tarım alanlarının tahrip olması gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Doğal, insan kaynaklı veya teknolojik olsun, felaketler genellikle büyük miktarda enkaz üretebilmektedir. Deprem sonrası enkazın işlenmesi ve bertarafı zorluklar yaratmaktadır. Felaketler sonrasında üretilen enkazın değerlendirilmesi karmaşık bir süreçtir çünkü farklı değişkenler dikkate alınmalı ve değerlendirme alanı küçük miktardan binlerce ton ağırlığa kadar değişebilmektedir. Felaket sonrası enkazın kaldırılması genellikle aylar veya hatta yıllar sürebilmektedir. Tarihte, enkazın mümkün olan en kısa sürede orijinal yerinden son adresine taşınması temel bir hedef olmuştur. Ancak deneyimler, enkaz kaldırma sürecinin genellikle gecikmeli ve zahmetli olduğunu göstermektedir. Bu durum ekonomik ve sosyal iyileşmeyi ciddi şekilde engelleyebilir. Felaket enkazının yönetimi, acil durum yanıtı ve iyileştirme çabalarının neredeyse tüm yönlerini etkilemektedir. Enkaz, kurtarma ekiplerini ve acil yardım hizmetlerini engelleyebilir, yardım hizmetlerinin sağlanmasını engelleyebilir, sosyal ve çevresel sağlık risklerine neden olabilir ve etkilenen bölgenin kültürel ve ekonomik yeniden yapılanmasını engelleyebilir. Felaket sonrası enkaz yönetimi, kendine özgü bir uzmanlık alanıdır ve beklenmedik bir olaydan önce enkaz yönetimi için planlama aşaması son derece önemlidir. Bu çalışma, Türkiye'deki enkaz yönetimi planlarının değerlendirilmesi için bir temel oluşturmayı amaçlamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :