Bu bölümde, COVID-19 salgınının neden olduğu korkunun dünya çapında ve özellikle Çin, İtalya, İspanya, ABD, Fransa, Almanya, İran gibi ülkelerde nasıl bir korku dalgasına yol açtığı incelenmektedir. Salgının hızla yayılmasını önlemek için bazı ülkeler sosyal izolasyon uygulamalarına başlamış ve vatandaşları sosyal mesafe kurallarına uymaya teşvik etmek için zorunlu karantinalar ve önlemler almıştır. Bu durumda, ülkelerin halk sağlığı mesajlarına kolayca uyum sağlayabilmelerini sağlayacak bir sağlık iletişim ortamı oluşturmanın büyük önemi vardır.Sağlık iletişiminde özellikle ikna edici iletişimde önemli bir amaç; insanları sağlığı iyileştirmeye veya hastalığı önlemeye teşvik etmektir. Bunun bir yolu, hedef grupların söz konusu sağlık sorunuyla ilgili korku çağrılarıyla yüzleşmelerine olanak sağlamaktır. Korku çağrısı, öngörülen motivasyonu ve öz-korunmayı teşvik etmek için korkuyu uyandırmaya çalışan etkili ikna edici iletişimin önemli bir aracıdır.Korku, tüketici motivasyonunda önemli bir rol oynayabilen bir unsurdur; ancak ilgili literatürde \"tehdit\", \"korku çağrıları\" ve \"korku\" terimleri neredeyse eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Tehdit, bir iletişim uyarısıdır ve bir kişiyi bir korku tepkisini hatırlatmaya çalışan bir korku çağrısıdır.Bu çalışmanın amacı, COVID-19 salgını sırasında insanların korunma motivasyonunu anlamak için Korumaya Yönelik Motivasyon Kuramı'nı kullanmaktır. Bu teori, insanların bir tehdit karşısında nasıl tepki verdiklerini ve korunma davranışlarını nasıl motive ettiklerini açıklamaktadır. COVID-19 salgınında korku ve korku çağrılarının etkileri incelenerek, insanların sağlık mesajlarına nasıl tepki verdikleri ve korunma davranışlarını nasıl benimsedikleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu çalışma, salgın sırasında sağlık iletişimi stratejilerinin etkinliğini değerlendirmek ve insanların korunma davranışlarını teşvik etmek için daha etkili yöntemler geliştirmek için önemli bir katkı sağlamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :