Bu kitap, Ortodoks İktisat ile İktisat Sosyolojisi arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Batı'nın rasyonelleşme süreci, rekabetçi bireycilik ve tüketim odaklı ekonomi modeliyle toplumlara etki etmiş ve büyük sarsıntılara neden olmuştur. Bu durum, madde ile mana arasındaki makasın açılmasına ve toplumların çözülmesine yol açmıştır. Ancak, dünyada başka medeniyetlere ait daha insani ve sıcak bir rasyonellik olduğu görülmektedir. Ahlaki bir yaşam, kendimizi diğerleriyle özdeşleştirdiğimiz veya tanımladığımız bir yaşamdır. Bu tür bir yaşamda daha büyük hedeflerimiz olur ve hayatımıza anlam katar. Batı dünyasında hakim olan çıkar odaklı düşünceye alternatif bir görüş henüz geliştirilememiştir. Bu kitap, bireyin önem kazandığı geleneksel toplumların tehlikede olduğunu ve güçlü sosyal bağların ve geleneksel bağların olmadığı bir toplumda bireylerin nasıl ahlaki davranacağını araştırmaktadır. Ayrıca, tüm dünyanın Batı modelini takip etmesi durumunda çevre sorunlarının ve sosyal sorunların artacağı, ancak mutluluk düzeyinin artmayacağı vurgulanmaktadır. Bu kitap, Ortodoks İktisat ve İktisat Sosyolojisi arasındaki ilişkiyi anlamak isteyen okuyucular için önemli bir kaynak olacaktır.(AI)