Bu bölümde, baş ve boyun kanserlerinde immünoterapinin önemi ve etkisi üzerinde durulmaktadır. Baş ve boyun kanserleri, üst aerodigestif bölgeden kaynaklanan kanserlerdir ve tüm kanser vakalarının yaklaşık %4'ünü oluştururlar. En sık görülen alt tipi squamoz hücreli kanserdir ve tüm baş boyun kanserlerinin %90'ını oluşturur. Sigara ve alkol kullanımı, HPV ve EBV enfeksiyonları gibi risk faktörleri bulunmaktadır. Son yıllarda HPV ilişkili kanserlerin etyolojisi ve tedavisi konusunda ilerlemeler kaydedilmiştir. Baş boyun kanserlerinin tedavisi multimodal bir yaklaşım gerektirir ve cerrahi, radyoterapi ve sistemik tedavi gibi farklı yöntemler içerir. İmmün sistem, baş boyun kanserlerinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Tümör hücresinin immün sistemden kaçması, immün toleransın başlatılması ve T hücre sinyal iletiminin bozulması gibi mekanizmalar bu kanserlerin gelişiminde etkilidir. Tümör dokusunda tümör infiltre lenfositlerin yoğunluğu, hastalığın prognozuyla ilişkilidir. CD8+ lenfositlerin yoğunluğu, HPV+ kanserlerde daha yüksek bulunmuştur ve bu da bu tür tümörlerin daha iyi bir prognoza sahip olmasının nedenlerinden biri olarak gösterilmiştir. Regülatuar T hücreleri ise immün cevabı baskılayarak tümör gelişimine katkıda bulunurlar. Baş boyun kanseri mikroçevresinde de bu tür hücrelerin arttığı gözlemlenmiştir. İmmünoterapi, baş ve boyun kanserlerinin tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır ve bu alanda yapılan çalışmalar devam etmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :