Diyabet, dünya genelinde giderek artan bir prevalansa sahip olan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık, pankreas beta hücrelerinden yetersiz insülin salgılanması, hedef dokularda insüline karşı duyarsızlık veya her ikisinin bir arada olması sonucu ortaya çıkan hiperglisemi durumudur. Diyabet, sedanter yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme gibi faktörlerle ilişkilendirilen bir hastalıktır ve metabolik dengenin bozulmasına neden olarak birçok organ ve dokuda hasara yol açabilir. Enerji homeostazının düzenlenmesinde hipotalamus, gastrointestinal sistem, iskelet kasları, karaciğer ve yağ dokusu önemli rol oynamaktadır. Bu sistemlerden salgılanan peptitler, iştah ve enerji harcamasını kontrol ederek enerji dengesini sağlar. Ancak modern yaşam tarzı ve hareketsizlik gibi faktörler enerji dengesini bozabilir ve obezite ile diyabet gibi metabolik hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle, peptit bazlı tedaviler diyabet ve obezite tedavisinde büyük bir ilgi alanı oluşturmuştur. Diyabetin tanısı ve sınıflandırılması, tedavi stratejilerinin belirlenmesi açısından önemlidir. Diyabet tipi, tedavi seçimi ve komplikasyon gelişimi gibi faktörler üzerinde etkili olabilir. Diyabet genellikle tip 1, tip 2, diğer spesifik tipler ve gestasyonel diyabet olmak üzere dört genel alt sınıfa ayrılır. Bu sınıflandırma, diyabetin doğru tanısı ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde yardımcı olur.(AI)