Kalsifik Lezyonlarda Perkütan Koroner Girişim

Yazar: Tufan Günay
Yayın Yılı: 2021
Sayfa Aralığı : 111-122
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Kalsifiye lezyonların perkütan koroner girişim (PKG) ile tedavisi, standart lezyonlara göre daha zor ve komplikasyon riski daha yüksektir. Bu lezyonlarda yeterli hazırlık yapılamaması, balon dilatasyonunun sağlanamaması veya stentin tam olarak genişlememesi gibi durumlar kötü klinik sonuçlara yol açabilir. Ayrıca, kalsifiye lezyonlarda perforasyon gibi komplikasyonlar daha sık görülür. Yaşam süresinin artmasıyla birlikte daha yaşlı hastalara yapılan girişimler, kalsifiye lezyonlara müdahale oranını da artırmaktadır.Kardiyovasküler hastalığı olan hemen hemen tüm hastalarda bir dereceye kadar kalsifikasyon bulunur ve yaşla birlikte asemptomatik yetişkinlerde koroner kalsifikasyon sıklığı artar. Özellikle kronik böbrek hastalığı ve tip 2 diyabeti olan hastalarda erken yaşlarda koroner kalsifikasyon görülebilir.Kalsifikasyon, hücresel sinyal yollarının, dolaşımdaki kalsifikasyon faktörlerinin, genetik faktörlerin ve hormonların etkisiyle oluşur. Vasküler kalsifikasyon genellikle periferik arterlerde osteoblast benzeri hücrelerin etkisiyle ortaya çıkarken, koroner arterlerde inflamatuar faktörlerin etkisiyle kondrosit benzeri hücreler tarafından oluşur. Koroner kalsifikasyonun inflamatuar yanıtı, mikrokalsifikasyon gelişimine neden olur.Kalsifiye lezyonların tedavisinde stentin lezyonu geçememesi, tam olarak genişlememesi veya stent apozisyonunun sağlanamaması gibi durumlar, komplikasyon riskini artırır. Kalsifik lezyon varlığı, PKG sonrası daha yüksek mortalite, miyokard enfarktüsü ve koroner revaskülarizasyon oranı ile ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, ciddi kalsifik lezyonlar PKG sonrası kötü prognozun bağımsız bir belirleyicisidir.Kalsifiye lezyonların tanısında konvansiyonel koroner anjiyografi ve çok kesitli bilgisayarlı tomografi (ÇKBT) kullanılır. Koroner anjiyografide kalsifikasyonlar, koroner arterin silüetini takip eden siyah alanlar olarak görülür. ÇKBT ise koroner kalsiyumu saptamada daha duyarlıdır ve kalsiyum skoru, koroner kalsifiye lezyonların toplamını değerlendiren güçlü bir prognostik faktördür. Intravasküler ultrasonografi (IVUS) ise kalsifikasyonun yaygınlığını ve ciddiyetini değerlendirmede daha iyidir.Sonuç olarak, kalsifiye lezyonların PKG ile tedavisi zorluğu ve komplikasyon riski yüksek olan bir işlemdir. Tanı yöntemleri arasında konvansiyonel koroner anjiyografi, ÇKBT ve IVUS bulunur. Kalsifiye lezyonların tedavisinde dikkatli bir hazırlık ve uygun tekniklerin kullanılması önemlidir.(AI)

Kitap Adı: Perkütan Koroner Girişimlerde Temel Yaklaşımlar
Yayın Yılı: 2021
Sayfa Sayısı: 166
DOI: 10.37609/akya.21
Kitap Dili : Türkçe
Kitaba Git

Atıf Sayısı :