Aşil tendon rüptürü, son 50 yılda önemli ölçüde artan bir insidansa sahiptir. Bu yaralanma genellikle sporla ilgili aktivitelerle ilişkilidir ve en sık 30-45 yaş arasında görülür. Cerrahi ve cerrahi dışı tedavi yöntemleri mevcuttur, ancak genç ve aktif bireylerde ve akut yaralanmalarda cerrahi onarım tercih edilmektedir. Rehabilitasyon sürecinde dikkat edilmesi gereken komplikasyonlar arasında yeniden yırtık, sinir hasarı, yara iyileşme sorunları, tendon uzaması ve kompleks bölgesel ağrı sendromu bulunmaktadır.Aşil tendon rüptürü sonrası rehabilitasyon protokolleri çeşitlilik göstermektedir. İmmobilizasyon, erken ağırlık aktarımı ve mobilizasyon gibi farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. İmmobilizasyon, granülasyon doku oluşumunu hızlandırırken skar dokusunun ölçüsünü kısıtlamaktadır. Erken hareketle ise kapillerizasyon artmakta, atrofi ve kas zayıflığı minimize edilmekte, tensil kuvvet artmakta ve doku oryantasyonu sağlanmaktadır.Eski yıllarda tercih edilen konvansiyonel rehabilitasyon protokolü, uzun süreli immobilizasyonu içermekteydi. Ancak bu protokol, eklemde katılık, yapışıklık, atrofi ve derin ven trombozu gibi riskleri beraberinde getirmekteydi. Günümüzde ise fonksiyonel rehabilitasyon protokolü daha yaygın olarak kabul görmektedir. Bu protokol, hayvan ve insan çalışmalarıyla da desteklenmiştir. Yapılan bir çalışma, aşil tendonunun güvenli cerrahi onarımından sonra uzun süreli immobilizasyonun gerekli olmadığını göstermiştir.Sonuç olarak, aşil tendon rüptürü sonrası rehabilitasyon sürecinde uygun protokollerin kullanılması önemlidir. Fonksiyonel rehabilitasyon, daha fazla tercih edilen bir yaklaşım olup, uzun süreli immobilizasyonun gerekli olmadığı gösterilmiştir.(AI)
Atıf Sayısı :