Klinik laboratuvarlar, hastalıkların tanı, tedavi ve takibine katkı sağlayarak modern tıbbın ayrılmaz bir parçasıdır. Laboratuvar testlerinin yapıldığı sağlık kuruluşlarına başvuran bireylerin yaklaşık %85'ine laboratuvar testleri uygulanmaktadır ve bu testlerin hastalık tanı, tedavi ve takibine karar vermede %70 etkisi olduğu bilinmektedir. COVID-19'da laboratuvar tıbbının rolü sadece hastalığa tanı koymakla sınırlı değildir. Hastalığın prognoz ve şiddetinin belirlenmesinde, tedavinin düzenlenmesi ve takibinde, risk skorlarının oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu bölümde COVID-19 hastalarının yönetiminde sıklıkla kullanılan laboratuvar parametrelerinden bahsedilecektir. Ancak bahsedilen testlerin sadece COVID-19 hastalığı için spesifik olmadığı ve hastaların ilgili test sonuçlarının klinikle birlikte değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Ayrıca test sonuçları değerlendirilirken test performansındaki biyolojik ve analitik varyasyonların ölçüm sonuçlarına etkisi de dikkate alınmalıdır. COVID-19 hastalarında sıklıkla kullanılan hematolojik parametreler arasında tam kan sayımı yer almaktadır. Tam kan sayımı analizi anemi, enfeksiyon ve birçok başka hastalığın tanı ve takip aşamalarında sıklıkla kullanılan bir testtir. SARS-CoV-2 enfeksiyonunun lenfositler üzerinde doğrudan sitopatik hasara neden olması, lenfopeninin COVID-19 enfeksiyonunun ayırt edici özelliği haline gelmesine neden olmuştur. Düşük lenfosit sayısı COVID-19 enfeksiyonunda artmış mortalite, akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) ve yoğun bakım ünitesinde tedavi ihtiyacı ile ilişkilidir.(AI)