Günümüzde estetik ihtiyaçlarının karşılanması, bireylerin fonksiyonel gereksinimlerinin yanı sıra önemli bir talep haline gelmiştir. Dişlerin renginin değişmesi, kişilerin sosyal ve psikolojik yaşamlarını olumsuz etkileyebilen bir faktördür. Bu nedenle, diş beyazlatma tedavisi, estetik nedenlerle birçok hastanın talep ettiği bir tedavi haline gelmiştir.Diş beyazlatma, mine ve dentin dokularının organik yapısındaki pigmentlerin oksidasyonu yoluyla gerçekleşen bir işlemdir. Diş rengini etkileyen kromoforlar, çeşitli bağlar, heteroatomlar, karbonil ve fenil halkaları içeren organik bileşiklerdir. Beyazlatma işlemi, bu kromoforların yapısındaki çift bağların açılması veya bazı kısımlarının oksidasyonuyla gerçekleşir. Bu süreçte, daha küçük moleküller oluşur ve bu moleküller ışığı yansıtmaz, bu nedenle dişler daha açık renkli görünür.Beyazlatma işlemi, tarihsel olarak farklı ajanlar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. 1877'de okzalik asit, 1879'da klorin, 1911'de ultraviyole dalgaları ve 1970'te hidrojen peroksit gibi farklı maddeler kullanılmıştır. Günümüzde ise hidrojen peroksit ve türevleri kullanılarak beyazlatma işlemi gerçekleştirilmektedir.Beyazlatma işlemi, peroksit ve türevlerinin redoks reaksiyonuyla gerçekleşir. Bu reaksiyonda, okside edici ajan serbest radikalleri vererek indirgenirken, beyazlatılan madde ise verilen elektronları alarak okside olur. Peroksit solüsyonları mine ve dentin dokularına nüfuz ederek büyük moleküllü pigmentleri küçük moleküllere parçalar. Bu süreçte, karbon bağları açılarak daha açık renkli zincirler oluşur ve dişler beyazlar.Hidrojen peroksit, beyazlatma işlemi için en yaygın olarak kullanılan ajanlardan biridir. Bu madde, mine ve dentinin yapısına nüfuz eder ve burada etkisini gösterir. Beyazlatma işlemi, diş hekimleri tarafından uygulanabileceği gibi, hastaların kendileri tarafından da uygulanabilen gece koruyuculu vital diş beyazlatma tekniği gibi yöntemlerle de gerçekleştirilebilir.(AI)
Atıf Sayısı :