Bu bölümde, karotis arter hastalığının cerrahi tedavisinde anestezi yönetimi üzerine bir inceleme yapılmaktadır. Karotis arter hastalığı, koroner arter hastalığından sonra en çok tedavi edilen kardiyovasküler hastalıktır. Ateroskleroz, karotis arter hastalığında tıkanıklık hastalığının ana nedenidir. Bu hastalık genellikle ortak karotis arterin bifurkasyonunda görülür ve sıklıkla iç ve dış karotis arterlere kadar uzanır. Tam tıkanıklık nadirdir. Karotis arter hastalığında ana sorun, plak embolizmidir ve bunun sonucunda serebrovasküler hastalık veya geçici iskemik atak meydana gelir. Ateromaya bağlı daralmadan kaynaklanan stenoz nedeniyle hipoperfüzyon da gelişebilir. Tüm bunlar, karotis arter hastalığına bağlı serebrovasküler sekellerin kaynakları olarak düşünülebilir. Hipoperfüzyon, bu sekellerin %10'undan sorumlu olabilir. Karotis arter hastalığına bağlı inme, kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda ölüm nedenleri arasında ikinci sırayı alır. Karotis arter hastalığı için risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet mellitus, ileri yaş, sigara içme, yüksek kan lipid seviyeleri, sol ana koroner arter hastalığı ve periferik arter hastalığı bulunur. Karotis arter hastalığında farmakolojik ve cerrahi tedaviler uygulanır. Hastalar, nörolojik semptomatik olup olmadığı, iç karotis arterdeki daralma yüzdesi ve radyolojik görüntüleme temelinde plak yapısına göre birçok kriter göz önünde bulundurularak açık cerrahi veya girişimsel yöntemlerle tedavi edilir. Geçmişte, semptomatik veya semptomsuz karotis arter hastalığının tedavisinde altın standart karotis endarterektomidir. Ancak, ilerleyen teknoloji ve yeni geliştirilen tekniklere rağmen, literatür hala karotis endarterektominin karotis arter darlığı olan hastalarda altın standart tedavi yöntemi olduğunu belirtmektedir. Cerrahi tedavi sırasında anestezi yönetimi de morbidite ve mortaliteyi etkileyen önemli bir faktördür. Ön anestezi muayenesinde, mevcut ilaçlar değerlendirilir ve mevcut tedavinin devamı sağlanır. Tedaviyi durdurmak, cerrahi sırasında tromboz ve inme gibi morbid kardiyovasküler olaylara neden olabilir. Bu nedenle, hastaların operasyon sabahı dahil olmak üzere kullandıkları kardiyak ilaçları almaları önerilir. Karotis arter hastalığının farmakolojik tedavisinde önemli bir ilaç olan aspirinin kesilmesinin, karotis endarterektomi geçirecek hastalarda miyokard enfarktüsü ve geçici iskemik atak oranlarında artışla ilişkili olduğu bildirilmiştir. Karotis arter hastalığı gibi tüm büyük vasküler cerrahi hastalarda olduğu gibi, komorbiditeler ve şiddetleri araştırılmalıdır. Perioperatif mortalitenin önemli bir nedeni olan koroner arter hastalığı en yaygın olanlardan biridir. Karotis endarterektomi geçiren hastalarda ve minimal ila orta derecede semptomları olan koroner arter hastalığı olan hastalarda perioperatif risk kabul edilebilir. Pre-anestezi muayenesinde miyokard iskemisi ve fonksiyonun ayrıntılı bir değerlendirmesi yapılmalıdır. Özellikle şiddetli koroner arter hastalığı olan hastalar, instabil anjina, önceki miyokard enfarktüsü öyküsü, dekompansasyonlu kalp yetmezliği ve ciddi kapak hastalıkları açısından tam olarak değerlendirilmelidir. Rutin kan testlerine ek olarak, elektrokardiyogram, göğüs röntgeni istenmeli ve gerektiğinde ekokardiyografi, stres testleri ve ritim izlemesi yapılmalıdır. Oklüzif karotis hastalığına bağlı geçici iskemik ataklar, intrakranial tümörler ve serebral malformasyonlarda da görülebilir. Bu hastalıkların yanı sıra nörolojik semptomlara neden olabilen atriyal fibrilasyon, kapak hastalıkları, intrakardiyak trombus ve dilate miyokardiyopati de preanestezi muayenesinde dışlanmalıdır. Preanestezi muayenesi sırasında seri kan basıncı ölçümleri alınmalı ve operasyon boyunca kabul edilebilir hedef aralıklar belirlenmelidir. İntraoperatif miyokard iskemisini önlemek için preoperatif sedasyon gereklidir. Bununla birlikte, komorbiditeler açısından, sedatif ajanların ameliyathane ve izlem sırasında uygulanması daha doğrudur. Karotis endarterektomi geçirecek hastalarda, ST segment değişikliklerinin yanı sıra miyokard değişikliklerini ve ritim bozukluklarını tespit etmek için intraoperatif elektrokardiyografide D2 ve V5 derivasyonlarının izlenmesi önerilir. Nabız oksimetris(AI)
Atıf Sayısı :