Kardiyopulmoner resüsitasyon, solunum ve kalp fonksiyonlarının durması durumunda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu durumda amaç, beyin fonksiyonlarının korunması ve kalp ile akciğer aktivitelerinin yeniden başlatılmasıdır. Her yıl dünya genelinde birkaç milyon insan kardiyak arrest nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu durum özellikle 45-75 yaş arasında kalp hastalıklarının artmasıyla ilişkilidir. Hastane dışında meydana gelen kardiyak arrestlerin en sık nedeni ventriküler taşikardi ve ventriküler fibrilasyon iken, hastanede meydana gelen kardiyak arrestlerin en sık nedenleri nabızsız elektriksel aktivite ve asistol olarak belirlenmiştir. Kardiyak arrestin prognozu genellikle kötüdür ve erken ve etkin bir resüsitasyonun başlatılması önemlidir. Resüsitasyon uygulanan hastaların yaklaşık üçte ikisi hastaneden taburcu olmadan hayatını kaybederken, kalanların çoğunda kalıcı nörolojik hasar gelişebilir. Temel Yaşam Desteği ve İleri Yaşam Desteği, kardiyak arrest geçiren hastaların hayata dönebilmesi için en kısa sürede başlatılması gereken tedavilerdir. Bu tedavilerin başarısı, sağlık personelinin aldığı eğitime bağlıdır. Kardiyopulmoner resüsitasyonla ilgili en güncel bilgiler, Amerikan Kalp Cemiyeti ve Avrupa Resüsitasyon Konseyi tarafından yayınlanan kılavuzlarda yer almaktadır. Bu kılavuzlar, hastane öncesi ve hastane dönemi olmak üzere iki aşamada kardiyak arrest vakalarının yönetimini açıklamaktadır. Hastane dışında kardiyak arrest vakalarında halkın müdahalesi önemlidir, hastane içinde ise profesyonel ekip tarafından ileri yaşam desteği uygulanmalıdır.(AI)
Atıf Sayısı :