Adli mikrobiyoloji, biyoterörizm ve biyolojik suçlar gibi biyolojik kökenli suçlarda elde edilen kanıtların mikrobiyolojik açıdan incelenmesini içeren bir bilim dalıdır. Bu alanda yapılan çalışmalar, masum insanları korumayı hedeflemektedir. Adli mikrobiyolojinin kapsamında biyoterörizm, biyolojik suçlar, besin zehirlenmeleri ve cinsel saldırılar gibi konular yer almaktadır. Ayrıca, postmortem mikrobiyolojik çalışmalar da etkenin etiyolojisini ve tipini belirlemeye yönelik çalışmaları içermektedir. Mikrobiyolojik etkenlerin tespit edilmesi, otopsi çalışmalarını yürüten ekiplerin enfeksiyondan korunması ve ölüm sebebinin belirlenmesi açısından önemlidir. Biyoterörizm ise insanlarda, hayvanlarda veya bitkiler üzerinde hastalık veya ölüme neden olmak için kullanılan virüslerin, bakterilerin veya diğer ajanların kasıtlı salınımı olarak tanımlanmaktadır. Bu tür eylemler politik, dini, ekolojik veya ideolojik nedenlerle gerçekleştirilebilir ve bireyler veya gruplar tarafından planlanabilir veya devlet destekli terörist faaliyetlerin bir parçası olabilir. Biyolojik ajanlar arasında şarbon, tularemi, veba, çiçek hastalığı, viral hemorajik ateş ajanları ve botulizm toksini gibi etkenler bulunmaktadır. Mikroorganizmaların silah olarak kullanılması tarihsel olarak eski bir olaydır ve örnekleri Romalılar ve Tatarlar gibi toplumlarda görülmüştür. Bu nedenle, adli mikrobiyoloji alanında yapılan çalışmalar, biyolojik kökenli suçların önlenmesi ve suçluların tespit edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.(AI)