Bu bölümde, yaraların adli tıbbi uygulamadaki önemi üzerinde durulmaktadır. Hukukun amaçlarından biri olan toplumdaki çekişmeleri ortadan kaldırmak için adil yargılama hakkı önemlidir. Adli tıp bilimi, bu hakkı yakından ilgilendirmektedir. Masumiyet karinesi gereği suçu sabit olmadıkça sanık durumundaki kişi masum sayılmış ve korunmuştur. Delilden sanığa gitme prensibi, masumiyet ilkesinin bir sonucu olarak değerlendirilmiştir. Hekimler, evrensel hukuk ilkeleri ve ülkedeki kanunlar çerçevesinde delillerin toplanmasına yardımcı olmalıdır. Yaraların saptanması, suçun niteliğinin ve ağırlığının belirlenmesi, adil yargılamada ihtiyaç duyulan delillendirme işleminin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Hekimlerin yaraları erken dönemde saptayabilmesi, tipini ayırt edebilmesi, görüntüleyebilmesi, tanımlama ve yorumunu standartlara uygun olarak yapabilmesi önemlidir. Bu, mağdurun hakları ve sanığın haklarının korunması açısından temel bir gerekliliktir. Yara muayenesi, yaranın ne zaman, nasıl, ne ile neden meydana geldiği ve yaralanmanın derecesinin saptanması amacıyla yapılmaktadır. Yaraların iyileşme döneminde meydana gelen fizyolojik ve histolojik değişimler, yaranın görünümünde ve yapısında farklılıklar oluşturur. Bu nedenle yara muayenesi mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Hekimler, acil müdahaleyi gerçekleştirirken aynı zamanda adli görevlerini de yerine getirmeli, yara özelliklerini kaydetmeli ve görüntülemelidir. Yaralanmanın oluşturduğu damar, sinir, organ hasarının tespit edilmesi adli tıbbi raporlamada önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :