Bu bölümde, hemorajik şok ve sıvı replasman tedavisi konusu ele alınmaktadır. Şok, dokuların oksijen ihtiyacının karşılanamadığı bir dolaşım yetmezliği durumudur. Oksijen sunumu ve tüketimi arasındaki dengesizlik nedeniyle hipoperfüzyon meydana gelir. Dolaşım bozukluğu sonucunda dokulara oksijen sunumu bozulur ve hücresel bozukluklar ortaya çıkar. Bu durum başlangıçta geri dönüşümlü olabilirken, zamanla geri dönüşümsüz hale gelir ve organ yetmezliklerine hatta ölüme yol açabilir. Oksijen ihtiyacı arttığında vücut, kardiyak output'u artırarak yanıt verir. Ancak kardiyak debi artışı yetersiz kalırsa, dokular tarafından hemoglobinden alınan oksijen miktarı artırılarak ihtiyaç karşılanmaya çalışılır. Bu dengeleyici mekanizmalar yetersiz kalırsa, aneorobik metabolizma başlar ve bu durum klinikte yüksek laktat düzeyi ile kendini gösterir. Şok, hayati organların perfüzyonunu korumayı amaçlayan birçok otonomik yanıtı tetikler. Hipovolemik şok, intravasküler volümün azalmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Hemorajik şok ise hipovolemik şokun en sık görülen formudur ve kan kaybına bağlı olarak meydana gelir. Hemorajik şok, yaralanma nedenli ölümlerin yaklaşık %30'unu oluşturur. Yaralanmalar sonucunda kan kaybıyla dokuların perfüzyonu bozulur.(AI)