Kalp yaralanmaları, insanlık tarihi boyunca var olan bir sorundur ve uzun süre müdahale edilemez durumda kalmıştır. Ancak son yüzyıllarda yapılan gelişmelerle birlikte kalp ve perikart yaralanmaları tedavi edilebilir hale gelmiştir. İlk cerrahi girişimler 19. yüzyılda yapılmış olup, perikardiyuma yönelik cerrahi müdahaleler ve perikard yaralanmalarının tedavisiyle ilgili çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Travmatik yaralanmalar dünya genelinde önemli bir ölüm nedenidir ve kalp yaralanmaları da bu yaralanmaların önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak son yıllarda hastane öncesi ilkyardım, hastaneye ulaşım şartlarının iyileşmesi ve tanı koymadaki gelişmeler sayesinde kalp yaralanmaları tedavi edilebilir hale gelmiştir. Kalp ve büyük damar yaralanmaları, yüksek mortalite riski taşıyan vakalardır ve özellikle 40 yaş altı bireylerde en sık ölüm nedenidir. Hastaların hastaneye başvuru süreleri, mortalite oranını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, kalp yaralanmalarının hızlı bir şekilde tanı konulması ve tedavi edilmesi önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :
