Gelişimsel psikonöroendokrinoloji, endokrin sistem ve santral sinir sistemi arasındaki ilişkiyi inceleyen bir alandır. Bu alanda yapılan çalışmalar, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki etkileşimleri ve bu etkileşimlerin sağlıklı gelişim süreci ile psikiyatrik bozukluklar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Psikonöroendokrinoloji, antik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Hipokrat tarafından tanımlanan dört vücut sıvısının beyin üzerinde ruhsal hastalıklara neden olduğu düşüncesi, bu alanda yapılan ilk çalışmalardan biridir. Daha sonra, endokrin bezlerin anatomisi ve işlevleri üzerine yapılan çalışmalarla birlikte psikonöroendokrinoloji alanındaki gelişmeler hız kazanmıştır. Son yıllarda, hipotalamik-hipofizer yolak hormonları, nöropeptidler ve nörotransmitterler üzerine yapılan çalışmalar, psikiyatrik bozuklukların patofizyolojisi üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olmuştur. Bu bağlamda, beyin gelişiminde etkili olan bazı nöroendokrin yolların incelenmesi, psikiyatrik bozukluklarla ilişkisini anlamamıza yardımcı olacaktır. Özellikle hipotalamik-hipofizer yolaklar, çocuk ve ergenlerde önemli bir rol oynar. Hipotalamusun salgıladığı hormonlar, adenohipofizi etkileyerek adrenal korteksten glukokortikoid, mineralokortikoid ve seks steroidlerinin salınımını düzenler. Bu hormonlar, sinir sistemi gelişimi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Gebelik döneminde HPA ekseni aktivasyonu artar ve çocukluk döneminde hipoaktivasyon görülür. Ergenlik döneminde ise kortizol seviyeleri cinsiyete ve yaşa bağlı olarak değişiklik gösterir. HPA ekseni, stresle başa çıkma ve homeostazda önemli bir rol oynar.(AI)
Atıf Sayısı :