Serviks kanseri, düşük gelirli ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanser türüdür ve her yıl birçok yeni vaka tespit edilmektedir. Bu kanserin tedavisinde minimal invaziv cerrahi yaklaşımların kullanımı giderek artmaktadır. Laparoskopik cerrahi, açık cerrahiye kıyasla daha az kan kaybı, kan transfüzyonu ve hastanede kalış süresi gibi avantajlar sağlayabilir. Ancak, laparoskopik cerrahinin uzun dönem onkolojik sonuçları hakkında daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Radikal histerektomi ve pelvik lenf nodu diseksiyonu, erken evre serviks kanserinin primer tedavi seçeneğidir. Lokal ileri ve metastatik hastalıkta ise kemoradyoterapi tercih edilir. Minimal invaziv cerrahi yöntemler, serviks kanseri cerrahisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Laparoskopik cerrahi, erken evre ve lokal ileri evre hastalıkta yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Laparoskopik cerrahi ile açık cerrahi arasında nüks ve sağkalım oranları açısından fark bulunmamaktadır. Ancak, tümörü 2 cm'den küçük olan hastalarda nüks veya sağkalım açısından fark olmadığı vurgulanmalıdır. Bu bölümde, serviks kanserinde minimal invaziv yaklaşımın tartışılacağı belirtilmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :