Bu bölümde, gebelikte immünoterapilerin kullanımı üzerine bir inceleme yapılmaktadır. Immünoterapi, kanser tedavisinde kullanılan bir yöntemdir ve programmed cell death 1 (PD1) ve programmed cell death ligand 1 (PD-L1) etkileşimini bloke ederek ve cytotoxic T lymphocyte antigen 4’ü (CTLA4) inhibe ederek çalışır. Bu tedaviler, immün düzenleyici yolakları hedefleyerek T hücresi aracılı antitümör yanıtlarını artırır. PD1/PD-L1'i hedefleyen tedaviler, birçok solid organ tümöründe etkili olduğu için onay almıştır. Anti-CTLA4 tedavi olan ipilimumab da melanom için onaylıdır ve anti-PD1 ile kombinasyonunun diğer solid organ tümörlerinde de etkili olduğu gösterilmiştir.Immünoterapinin hastalar ve klinik uzmanlar için ilgi çekici bir tedavi seçeneği olduğu belirtilmektedir. Ancak, immün kontrol noktası inhibitörlerinin günlük pratikte kullanımının klinik çalışmalarda uygun olmayan hastalar tarafından istenmesi, bir sorun oluşturmaktadır. Gebelik dönemindeki hastalar da bu uygun olmayan hasta gruplarından biridir. Bu nedenle, gebelik ve kanser immünolojisinin daha iyi anlaşılması gerekmektedir.Gebelik ve kanserde immünoloji, kanser ve plasentanın farklı genetik yapılarına sahip olduğunu belirtmektedir. Kanserler, genomik instabilite ve mutasyonlar nedeniyle yeni antijenlerin oluşumuna yol açar ve spesifik T hücre yanıtları ile ilişkilidir. Plasenta ise fetüsün genomunu taşırken annenin genomunun yarısını paylaşır ve bu nedenle bir yarı allogrefttir. Plasentanın immünolojik tepkileri, maternal toleransı sağlayan mekanizmalarla ilişkilidir.Bu nedenle, gebelikte tümör immünoterapisinin kullanımı için gebelikte rol oynayan immün düzenleyici mekanizmaların anlaşılması önemlidir. Ayrıca, gebelikte immünoterapinin anne ve fetüs üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :