Bu bölümde, radyoterapinin kadın üreme sistemi üzerindeki etkileri incelenmektedir. Kanser tedavilerinin başarısıyla birlikte, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilerin yan etkileri, özellikle doğurganlık üzerindeki etkileri anlamak ve önlemek için önem kazanmaktadır. Genç yaşlarda kanser teşhisi konulan hastaların çoğu, çocuk sahibi olma potansiyeline sahip oldukları için, tedavinin doğurganlık üzerindeki etkileri bu hastalar için büyük önem taşımaktadır.Radyasyonun neden olduğu hasarın patolojik sonuçları, radyasyonla karşılaşmanın hemen ardından erken yan etkiler olarak ortaya çıkar. Daha sonra, radyasyon moleküler ve hücresel düzeyde bir dizi karmaşık olaya yol açarak geç yan etkileri tetikler. Bu geç yan etkiler, hastanın genel yaşam kalitesini etkileyen fonksiyonel ve yapısal değişikliklere neden olur.Radyoterapi uygulanan bölgeye bağlı olarak, kadın kanser hastaları infertilite sorunuyla karşılaşabilir. Örneğin, kranio-spinal radyoterapi veya kranial radyoterapi, hamile kalma yeteneklerini etkileyen önemli hormonal değişikliklere neden olurken, abdomino-pelvik radyoterapi, genital organlarda hasara yol açarak hem gebe kalmayı hem de sağlıklı bir gebeliği sürdürme kapasitesini olumsuz yönde etkiler. Genç kadın nüfusunda yumurtalık hasarına bağlı olarak doğurganlık potansiyelinin azalması, kanser tedavisinin en yıkıcı sonuçlarından biridir.Bu bölümde, kanserden iyileşenlerin doğurganlıklarını koruyabilmek için radyoterapinin kadın üreme sistemi üzerindeki etkileri gözden geçirilerek genel bir değerlendirme yapılmaktadır. Radyoterapinin geç etkileri, radyasyon dozuna bağlı olarak endotel hasarı ve fibroz doku oluşumuyla ilişkilidir. Ayrıca, hipotalamik-hipofiz-gonadal eksende radyoterapinin etkisi incelenmektedir. Bu eksende radyasyon toksisitesi, radyasyon dozuyla ilişkilidir ve radyasyon dozu arttıkça hipofiz bezinin fonksiyon bozukluğu riski de artar. Bu nedenle, radyoterapinin doğurganlık üzerindeki etkilerini anlamak ve önlemek için uygun önlemler alınmalıdır.(AI)
Atıf Sayısı :