Son yıllarda sağlık problemleri olan ve yaşama olasılığı düşük olan bebeklerin tedavisi ve hemşirelik bakımında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Teknoloji, tıp ve hemşirelik alanındaki gelişmeler, erken doğan veya ciddi hastalığı bulunan bebeklerin hayatta kalma oranlarını artırmıştır. Neonatoloji alanında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Sürfaktan tedavisi, geliştirilmiş ventilatörler ve ventilasyon stratejileri, geliştirilmiş cerrahi teknikler ve parenteral beslenme gibi yenilikler, ciddi durumu olan bebeklerin hayatta kalmasını sağlamıştır. Ancak, prematüre doğan ve kritik durumda olan bebekler uzun süreli küvöz ve teknik ekipmanlara ihtiyaç duymaktadır. Yenidoğan hemşireleri, günlük işlerinde sık sık etik problemlerle karşılaştıklarını bildirmektedir. Bebeklerin etik haklarına saygı göstermek, hastayı koruma ve ebeveynleri destekleme gibi görevlerini yerine getirirken etik problemlerle karşılaşmaktadırlar. Yenidoğan hemşirelerinin etik durumlarla karşılaştıklarında etik ilkeleri anlamaları önemlidir. Biyomedikal etik için dört temel ilke bulunmaktadır: özerklik, fayda, zarar vermemek ve adalet. Yenidoğan hemşireleri, bu ilkeleri göz önünde bulundurarak en iyi bakımı sağlamak için çaba göstermektedirler. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki etik çatışmalar genellikle tedavi sağlanması ve kesilmesiyle ilgilidir. Bu çatışmalar, hekim, hemşire ve ebeveyn arasındaki farklı etik bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Yenidoğan hemşireleri, bu çatışmaların çözümüne yönelik bir çerçeve içinde hareket etmektedirler. Özerklik, yarar sağlama, zarar vermemek ve adalet ilkeleri, yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki etik karar verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :