İmplantların doğal dişlerden farklı olarak periodontal ligamente sahip olmaması, oklüzal kuvvetlerin doğrudan kemiğe iletilmesine neden olur. Bu
durum, aşırı yüklenme ve kemik kaybı gibi riskleri beraberinde getirdiğinden, implant koruyucu oklüzyon
yaklaşımıyla kuvvetlerin kontrollü ve eksenel biçimde dağıtılması gerekir. Malzeme
seçiminde, hem estetik beklentiler hem de mekanik dayanıklılık dikkate alınmalıdır. Arka bölgelerde yüksek çiğneme kuvvetlerine
dayanıklı monolitik zirkonya, ön bölgelerde ise doğal dişe en yakın görünümü sağlayan lityum disilikat tercih edilir.
Metal-seramik sistemler ise uzun dönem güvenilirliğiyle öne çıkar. Retansiyon
yöntemi seçimi de tedavinin başarısını etkiler. Vida tutuculu kronlar kolay
bakım ve düşük biyolojik risk sunarken, siman
tutuculu kronlar estetik avantaj sağlar. Ti-base kullanımı her iki
yöntemde de stabiliteyi artırır. Parafonksiyon (örneğin bruksizm) durumunda monolitik zirkonya tercih
edilmeli, gece plağı kullanımıyla koruyucu önlemler alınmalıdır. Dijital sistemler
(CAD-CAM, T-Scan) sayesinde oklüzyonun hassas planlanması mümkündür. Sonuç
olarak, uygun malzeme, doğru oklüzyon ve dikkatli planlama, implant destekli kronların
uzun ömürlü başarısının anahtarıdır.
Atıf Sayısı :