Arteriyel Basınç Monitörizasyonu

Yayın Yılı: 2025
Sayfa Sayısı: 427-446
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Arteriyel basınç monitörizasyonu, kararsız hastaların yönetiminde hayati, gerçek zamanlı hemodinamik veriler sağlayarak modern kritik bakımın temel taşıdır. Bu kitap bölümü, hem invaziv olmayan hem de invaziv arteriyel basınç izleme tekniklerini kapsamlı bir şekilde gözden geçirmektedir. Kan basıncının fizyolojik prensiplerini detaylandırır, şok durumlarında invaziv olmayan yöntemlerin (palpasyon, sfigmomanometri, osilometri) sınırlamalarının altını çizer ve kritik hastalarda doğru ve sürekli ölçüm için altın standart yöntem olarak invaziv arteriyel kateterizasyonu temel alır. Bölüm, klinik endikasyonları, kontrendikasyonları, tercih edilen anatomik bölgeleri (radial artere odaklanarak) ve arteriyel kateter yerleştirme için ultrason kılavuzluğu da dahil adım adım teknikleri kapsamlı bir şekilde inceler. Önemli bir kısım, enfeksiyon, tromboz, iskemi ve nörolojik yaralanma gibi olası komplikasyonların önlenmesine, tanınmasına ve yönetilmesine ayrılmıştır. Son olarak, invaziv bir monitörizasyon sisteminin kurulması ve bakımının teknik yönlerini, arteriyel dalga formu morfolojisinin yorumlanmasını ve yaygın teknik hatalardan kaçınmayı kapsar. Nihai hedef, klinisyenleri bu temel izleme aracını güvenli ve etkili bir şekilde uygulayabilmeleri için gerekli bilgiyle donatarak, yoğun bakım ve acil servis ortamlarında hasta sonuçlarını optimize etmektir. Örneğin, septik şok tanısıyla yoğun bakıma kabul edilen 69 yaşındaki bir hastada, noninvaziv osilometrik yöntemle yapılan ölçümler hipotansiyonu yetersiz yansıtıyor ve değişkenlik gösterebiliyordu. Hastaya sol radial arterden ultrason kılavuzluğunda arteriyel kateter yerleştirildi. İnvaziv monitörizasyon ile hastanın ortalama arter basıncının (OAB) sürekli olarak 50 mmHg civarında olduğu ve daralmış nabız basıncına sahip olduğu tespit edildi. Elde edilen gerçek zamanlı ve kesintisiz veriler, vazopressör (noradrenalin) titrasyonunu ve sıvı resüsitasyonunu yönlendirdi. OAB›nin 65 mmHg hedefinin üstünde tutulması sağlandı. Ayrıca arteriyel dalga formunun şekli, hipovoleminin devam ettiğine dair ipucu vererek, sıvı yanıtının değerlendirilmesine katkıda bulundu. Bu yaklaşım, organ perfüzyonunun optimize edilmesine ve hastanın septik şok tablosundan stabil bir şekilde çıkmasına olanak sağladı. Bu vaka, hemodinamik olarak unstabil hastalarda invaziv arteriyel monitörizasyonun hayati rolünü ortaya koymaktadır.

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :