Kas invaziv mesane kanserinde, rezektabl
olgularda (T2–T4a, N0/1-x, M0) altın standart bilateral pelvik lenfadenektomi
ile radikal sistektomidir. Laparoskopik veya robot yardımlı cerrahi, açık
cerrahiye benzer sonuçlarla birlikte daha az kan kaybı ve daha kısa hastanede
kalış sağlamaktadır. Üriner diversiyon, ileal kondüit veya kontinan yöntemlerle
bireyselleştirilmektedir. Uygun olgularda ortotopik neobladder tercih
edilmekte, Indiana poşu gibi kontinan kütanöz rezervuarlar seçilmiş hastalarda
kullanılabilmektedir. Hızlandırılmış İyileşme Protokolleri (Enhanced Recovery
After Surgery, ERAS) iyileşmeyi hızlandırmakta ve prognoz esas olarak patolojik
evre ile belirlenmektedir. Genişletilmiş lenfadenektomi, standart şablona
kıyasla sağkalımı artırmamakta, ancak yan etki riskini yükseltmektedir
(Southwest Oncology Group, SWOG S1011). Sisplatin bazlı neoadjuvan kemoterapi önerilmektedir. Doz yoğun metotreksat,
vinblastin, doksorubisin ve sisplatin (MVAC) rejimi, gemcitabin-sisplatine göre
daha iyi progresyonsuz ve hastalığa özgü sağkalım sağlayabilmekte, fakat
toksisite daha yüksektir. Adjuvan tedavinin yeri tartışmalıdır: meta-analiz
sisplatin temelli rejimlerin yarar sağladığını bildirmekte, yüksek riskli
hastalarda adjuvan nivolumab hastalıksız sağkalımı uzatmaktadır ve bazı
bölgelerde PD-L1 durumuna bağlı endikasyonlarla uygulanmaktadır. Mesaneyi
koruyucu stratejiler—radikal transüretral mesane tümörü rezeksiyonu (TURMT),
parsiyel sistektomi ve maksimal TURMT ile kemo-radyoterapiyi içeren trimodal
tedavi—uzun süreli kontrol sağlayabilmekte, ancak bazı hastalarda kurtarıcı
sistektomi gerekebilmektedir. Güncel çalışmalar immünoterapinin mesane koruyucu
protokollere entegrasyonunu araştırmaktadır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :