Kronik Karaciğer Hastalıklarının Sistemik Bulguları

Yayın Yılı: 2025
Sayfa Sayısı: 1553-1586
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Siroz kalp hızı ve kardiyak outputu arttırarak hiperdinamik dolaşım bozukluğuna sebep olur. Sirotik kardiyomyopati bilinen kardiyak hastalık öyküsü olmayanlarda oluşan disfonksiyondur. Patogenezde farklı hümoral ve selüler yollar yer alır. 2018 yılında Sirotik Kardiyomyopati Konsorsiyumunda tanı kriterleri revize edilerek yeniden oluşturulmuştur. Tedavide aldesteron antagonistleri ve beta blokerlerin yararlı olacağı belirtilmekle birlikte altın standart karaciğer naklidir. Sirozda adrenal yetmezlik sık olmasına rağmen tanı çoğunlukla konulmamaktadır. Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks değerlendirilmesi albumin ve kortizol bağlayan protein üretiminin değişimine bağlı zorlaşmaktadır. Dekompanse sirotik hastalarda daha sıktır. Dirençli hipotansiyon, dirençli hiponatremi, düşük düzeyde yüksek dansiteli lipoprotein varlığında adrenal yetmezlik araştırılmalıdır. Tanıda en spesifik test ACTH stimulasyon testidir. Sirozda seks hormon metabolizmasının değişimi, alkolun toksik etkisi, spironolakton, beta bloker gibi ilaçlara bağlı olarak gonadal disfonksiyon gelişebilir. Erkeklerde testiküler atrofi, jinekomasti, azalmış spermatogenez görülürken; kadınlarda oligomenore, dismenore, ovaryan atrofiye yol açabilir. Sirozda tiroid hormonlarının karaciğerde yer alan deiyodinaz enzimi ile aktif hale gelmesinde defekt vardır. Karaciğer sirozunda sıklıkla hipotiroidizm ve ötiroid hasta sendromu görülmekle birlikte daha az ölçüde hipertiroidizm oluşabilir. Sirotik hastalarda en sık görülen patern normal TSH, düşük total ve serbest T3 ile artmış reverse T3’dür. Bu durum, muhtemelen düşük deiyodinaz tip 1 aktivitesini yansıtan ve T4’ün T3’e dönüşümünün azalmasına yol açan ötiroid hasta sendromundaki değişikliklere benzerdir. Karaciğer sirozu olan hastalarda tiroid fonksiyon testlerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve belirgin veya subklinik hipotiroidizm (yüksek TSH ve normalden düşük FT4 ve FT3) durumunda tedaviye başlanmalıdır. Sirozda hastalar karaciğerin birçok hemostatik proteinin sentez yeri olması nedeniyle hemostatik sistemlerinde karmaşık değişiklikler yaşayabilirler. Bu hemostatik değişiklikler arasında trombositopeni ve trombosit fonksiyonunda değişiklikler, pıhtılaşma proteinlerinin ve pıhtılaşma inhibitörlerinin plazma düzeylerinin düşüklüğü ve fibrinolitik proteinlerin düşüklüğü yer alır. Sirozlu hastaların hemostatik profili, kanamaya veya tromboza yatkınlık oluşturabilecek belirgin hipo ve hiperkoagülabilite özelliklerine sahiptir. Sirotik hastalarda tedavinin bireyselleşmesi içi hem koagülasyon hem de anti-koagülasyon testlerin tetkik edilmesi gerekir. Sarkopeni sirotik hastalarda yaygındır. Sirozlu hastalarda sarkopeninin nedeni, besin alımının azalması, malabsorpsiyon, metabolizmanın değişmesi, hormonal değişiklikler, hiperamonyemi ve kas kaybının artması gibi çok faktörlüdür. Tanısı kas kütlesi veya fonksiyonları değerlendirerek konulmaktadır. Tedavide çoğunlukla diyet takviyelerini, beslenme önerilerini içermektedir. Sirozlu hastalarda spontan bakteriyel peritonit dışında en sık görülen enfeksiyonlar idrar yolu enfeksiyonları, pnömoni, selülittir. Bakteryal enfeksiyonların yanı sıra hastanede yatanlarda mantar enfeksiyonları da görülebilmektedir. Enfeksiyonlar kronik karaciğer hastalığında akut alevlenmelerin önemli bir sebebidir. Erken tanı tedavi morbitide ve mortaliteyi azaltmaktadır.

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :