Gastrointestinal stromal tümörler (GİST), gastrointestinal
sistemde nadir görülen ve interstisyel Cajal hücrelerinden köken alan
mezenkimal tümörlerdir. Klinik özellikleri ve biyolojik davranışları büyük
ölçüde tümörün moleküler yapısına, yerleşim yerine, boyutuna ve mitotik hızına
bağlıdır. GİST’lerin temel moleküler patogenezi, KIT veya PDGFRA gen
mutasyonları ile ilişkilidir. Bu mutasyonlar, sürekli aktif tirozin kinaz
sinyalleşmesine yol açarak tümör büyümesini destekler. Epidemiyolojik olarak, GİST’ler daha çok 50-70 yaş grubunda
görülür ve malignite potansiyeli taşıyan tümörler olarak dikkat çeker. Tanısal
süreçte görüntüleme yöntemleri (BT, MRG, PET), endoskopik ultrasonografi ve
immünohistokimyasal belirteçlerin (CD117, DOG1) kullanımı kritik rol oynar.
Tirozin kinaz inhibitörlerinin (TKİ), özellikle imatinibin kullanımı, GİST
tedavisinde çığır açmış ve metastatik hastalıklarda sağkalımı önemli ölçüde
artırmıştır. İlerlemiş veya metastatik GİST’lerde sunitinib ve regorafenib gibi
ikinci ve üçüncü basamak tedavi ajanları kullanılmaktadır. Cerrahi, lokalize GİST’ler için ana tedavi seçeneği olmayı
sürdürürken, endoskopik yöntemler küçük ve düşük riskli tümörlerde etkili bir
alternatif sunar. Gelişen moleküler biyoloji ve genetik analiz yöntemleri, yeni
biyobelirteçlerin keşfine olanak tanımakta ve bu durum kişiselleştirilmiş
tedavi yaklaşımlarını desteklemektedir. Son yıllarda immünoterapi ve hedefe
yönelik tedavi araştırmaları, GİST yönetiminde umut verici yeni stratejiler
ortaya koymuştur.
Atıf Sayısı :