Postpartum kanama (PPK) dünyada anne ölümlerinin başlıca ve
önlenebilir nedenlerinden biridir ve hızlı tanı ile acil yönetim gerektirir.
Erken tanı, kan kaybının yaşamı tehdit edici boyuta ulaşmadan fark edilmesi ve
klinik duruma uygun müdahale ile birlikte, zamanında ve yeterli miktarda kan ve
kan ürünlerinin uygulanması hayati önem taşır. Transfüzyon kararı laboratuvar
sonuçlarından çok klinik tabloya göre verilmelidir; gecikme mortaliteyi
artırır. Majör obstetrik kanamada başlangıçta O RhD negatif ve K negatif kan,
mümkün olduğunda ise gruba özgü ürünler tercih edilir. Eritrosit süspansiyonu,
taze donmuş plazma, trombosit ve kriyopresipitat, masif kanama protokollerinde
1:1:1 oranında kombine edilerek uygulanır. Viskoelastik testler (TEG/ROTEM)
hemostazın hızlı değerlendirilmesini sağlayarak hedefe yönelik transfüzyona
rehberlik edebilir. Bununla birlikte masif transfüzyon; hiperkalemi,
hipokalsemi, asidoz, hipotermi, hemostatik bozukluklar ve mikroagregatlara
bağlı pulmoner komplikasyon gibi metabolik ve koagülasyon sorunlarına yol
açabilir. Erken ve geç dönemde alerjik, febril, hemolitik reaksiyonlar ve
transfüzyonla bulaşan enfeksiyonlar da önemli risklerdir. PPK yönetiminde
zamanında tanı, dengeli transfüzyon stratejileri ve komplikasyonların yakın
izlemi maternal morbidite ve mortaliteyi belirgin şekilde azaltır.
Atıf Sayısı :