Türkiye'de doğumların giderek artan bir oranda sezaryen ile gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Sezaryen yöntemi yıllar içinde pek değişmemiş olsa da, koruma oranları önemli ölçüde iyileşmiştir, özellikle preoperatif planlamanın geliştirilmesi sayesinde. Sezaryen doğumunun normal doğuma göre avantajları konusunda yaygın bir tartışma vardır. Tekrarlayan sezaryen oranındaki artış nedeniyle zorlu işlemlerin sayısı arttığı için mükemmel tıbbi eğitimin sürdürülmesi önemlidir. Cerrahi yöntemler, bu yaygın işleme bağlı sorunlarla birlikte incelenmektedir. Anne güvenliği ve maliyet, iki temel endişe alanıdır. Sezaryen doğumunun gerçekleştirilme yöntemlerine ilişkin birçok bilimsel çalışma, çalışma süresini, maliyeti, yara enfeksiyonunu ve kan kaybını azaltmaya odaklanmıştır. Obstetrikte en yaygın yapılan işlem olan sezaryen doğumunun, eğitmenlerin ve stajyerlerin temel cerrahi yöntemlere aşina olmaları ve en iyi uygulamaları takip etmeleri önemlidir.Sezaryen doğum oranı dünya genelinde %10 ila %35 arasında değişmektedir. Sezaryen doğum yüzyıllardır uygulanmasına rağmen, son zamanlarda diğer endikasyonlar olmadan kadınların talep ettiği kadar güvenli hale gelmiştir. Bu durum, doğumla ilgilenen sağlık uzmanları ve halk arasında büyük tartışmalara neden olmuştur. Vajinal doğum sıklığı son zamanlarda dünya genelinde ve ülkemizde artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sezaryen oranının %15'i geçmemesi gerektiğini önermektedir. Türkiye Sağlık Bakanlığı'nın 2018 Sağlık Verileri Yıllığına göre, Türkiye'de canlı doğumlar arasında gerçekleştirilen sezaryen oranı %54,9 olarak belirlenmiştir. Birinci Sezaryen Doğum Oranı ise %26,3 olarak belirlenmiştir. Sezaryen doğum oranı dünya genelinde sürekli artmaktadır. Hangi oranın uygun olduğu konusunda bir uzlaşmaya varılamamıştır ve fazla sayıda sezaryenin yapılıp yapılmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Birçok kadın, doğum için sezaryen doğumunu tercih etmekte ve önemli bir miktar kadın sezaryen doğum talep etmektedir. Birçok kadın bir operasyon istememekte, normal doğum yapmak ve doğum yapmak istememektedir. İlk doğum yapmayan kadınlar, başlarına gelebilecek bir şeyden endişe duydukları için sezaryen doğum talep etmektedir. İkinci veya daha fazla doğum yapan kadınlar, başlarına gelen bir şeyden dolayı sezaryen doğum talep etmektedir. Ulusal yönergeler, kadınların uygun şekilde bilgilendirildikten sonra doğum yöntemini seçme hakkını desteklemektedir. Eğer bir doğum uzmanı, bir kadının sezaryen doğum yapma kararına katılmazsa, o zaman sezaryen doğumu gerçekleştirecek bir doğum uzmanına yönlendirilmelidir.Sağlık Performansı ve Kalite Yönergesine göre, eğitim hastanelerinde sezaryen doğum oranının %20'yi aşmaması, diğer hastanelerde ise %15'i aşmaması beklenmektedir. Son zamanlarda, birçok gebelik, makat sunumları, fetal makrozomiler sezaryen doğum olarak seçilmekte ve ana sezaryen oranı normal doğum korkusu ve hekimlerin tıbbi hatalardan korkusu nedeniyle artmaktadır. Ülkemizde sezaryen sağlık politikaları geliştirilirken, sezaryen uygulamaları izlenerek ve kontrol edilerek endikasyon olmaksızın gerçekleştirilen sezaryen operasyonlarının azaltılmasıyla bu oranın WHO standartlarında tutulması hedeflenmektedir.Sezaryen doğum, obstetrik uygulamada en yaygın intraperitoneal cerrahi işlemdir ve tüm doğumların yaklaşık %10-35'ini oluşturur. Sezaryen doğum deri kesisi ve karın duvarı açma yöntemlerinin birçoğu yıllar içinde geliştirilmiştir, ancak morbidite ve güvenlik açısından en iyi yöntem konusunda henüz bir fikir birliği sağlanmamıştır. Yöntem seçimi, cerrahın tercihine ve deneyimine, anne-fetus tıbbi durumuna bağlıdır. Bu bağlamda, sezaryen doğum teknikleri hakkında bilgi vermeyi ve uygulanan yöntemlerin birbirine göre avantajlarını ve dezavantajlarını belirtmeyi amaçladık.(AI)
Atıf Sayısı :