Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Otizm Algılarının İncelenmesi
Anahtar Kelimeler
Otizm, hem yaygınlığı hem de eğitsel gereksinimleri nedeniyle
öğretmenlerin özellikle dikkat göstermesi gereken bir nörogelişimsel
farklılıktır. Alanyazında, otizmli bireylerin sosyal etkileşim ve iletişimde
farklılıklar sergilediği vurgulanmakta; fen öğretiminde ise bu bireyler için
kapsayıcı uygulamaların gerekliliği öne çıkmaktadır. Fen öğretiminin
doğasındaki soyut kavramlar ve deneysel süreçler otizmli öğrenciler için hem
risk hem de fırsat barındırırken, öğretmen adaylarının bilgi ve farkındalık
düzeyi onlarla gerçekleştirilen kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimin
niteliğini ve bu sürecin başarısını belirlemektedir. Bu bağlamda bu
araştırmanın amacı fen bilgisi öğretmen adaylarının otizm kavramına ilişkin
algılarını kelime ilişkilendirme testi aracılığıyla ortaya koymak ve bu
algıları kategori ve kodlar çerçevesinde analiz ederek öğretmen adaylarının
otizm ile ilgili algılarını incelenmesidir. Bu araştırma nitel bir desenle,
olgubilim (fenomenoloji) yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, Batı
Marmara’da bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 124 fen bilgisi öğretmen
adayıdır. Veri toplama aracı olarak kelime ilişkilendirme testi kullanılmış ve
adaylardan “otizm” kavramına ilişkin akıllarına gelen beş kavramı yazmaları
istenmiştir. Veriler içerik analiziyle çözümlenmiş ve öğretmen adaylarının
yanıtları altı kategori altında toplanmıştır: Otizme Yönelik Bilinç, Eğitimsel
Gereksinimler ve Destek, Zihinsel ve Duyusal Özellikler, Sosyal İletişim
Sınırlılıkları, Tanınmış Kişiler ve Hatalı Tanımlamalar. Bulgulara göre
öğretmen adayları en çok “özel gereksinimli birey”, “farkındalık” ve “özel
eğitim” gibi kavramları ifade etmiş; bu da adayların otizmli bireylere karşı
genel olarak olumlu bir farkındalık düzeyine sahip olduklarını göstermektedir.
Ayrıca, özellikle 3. ve 4. sınıf öğretmen adaylarının verdiği yanıtların daha
doğru, çeşitli ve derinlikli olması, sınıf düzeyine bağlı farkındalık artışını
ortaya koymuştur. Bununla birlikte bazı öğretmen adayları “hastalık”, “zihin
yetersizliği” ya da “kromozom bozukluğu” olarak tanımlayarak hatalı algılar da
sergilemiştir; ancak bu tür yanlış kavramaların sınırlı düzeyde ve 1. ve 2.
sınıf düzeyleriyle sınırlı kaldığı görülmektedir. Sonuç olarak araştırma fen
bilgisi öğretmen adaylarının otizme yönelik genel bir farkındalığa sahip
olduklarını ancak bu farkındalığın daha da derinleştirilmesi gerektiğini ortaya
koymaktadır. Bu doğrultuda fen bilgisi öğretmen yetiştirme programlarına otizm
farkındalığını artıracak kuramsal ve uygulamalı derslerin eklenmesi önerilmektedir.
Ayrıca, disiplinler arası benzerlik ve farklılıkları karşılaştırmak için diğer
branşlardaki öğretmen adaylarıyla yapılacak benzer çalışmaların, öğretmen
eğitimi politikalarının iyileştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :