Bu bölüm, şehir ve bölge planlamada gelişen kuramsal
yaklaşımlarını inceleyerek, planlamanın evrimine ışık tutmaktadır. Sanayi
devriminin tetiklediği kentleşme sorunlarına bir yanıt olarak doğan modern
planlama, başlangıçta şehirlerin estetik ve işlevsel düzenlenmesiyle ve sosyal
reformların hayata geçirilmesiyle öne çıkmıştır. Planlama süreçlerinin
karmaşıklığı içinde, kapsamlı planlama yaklaşımı şehirlerin ekonomik, sosyal ve
fiziksel boyutlarını bütüncül bir yaklaşımla ele almayı hedeflerken, güç
dinamikleri ve çıkar odaklarının etkisi de önemli bir rol oynamaktadır.
İletişimsel ve savunucu planlama yaklaşımları, demokratik katılımı ve toplumsal
adaleti desteklemekte; kamu yararı ve etik kavramları ise planlama kararlarının
temel prensipleri olarak öne çıkmaktadır. Bölüm ayrıca katılımcı planlama
yöntemlerinin halkın süreçlere etkin katılımını nasıl sağladığını ve yukarıdan
ile tabandan planlama yaklaşımlarının nasıl çalıştığını açıklamaktadır. Son
olarak, radikal planlama ve Marksist yaklaşımlar, kapitalizmin planlama
süreçlerine olan etkilerini eleştirerek toplumsal eşitsizlikleri gidermeye
yönelik daha köklü değişimler önermektedir. Bu bölüm, okuyucuyu, şehirlerin
adil, sürdürülebilir ve katılımcı bir şekilde nasıl şekillendirilebileceğine dair
derinlemesine bir anlayışa ulaştırmayı hedeflemektedir.
Atıf Sayısı :