Böbrek kanseri, erken teşhisi
zor ve tedavi sürecinde istenmeyen etkileri yüksek ancak doğru tedavi ve bakım
süreçleriyle sağ kalım oranlarının artırılabildiği bir kanser türüdür. Üriner
sistem kanserleri arasında üçüncü sırada yer alan bu hastalık, en sık 40-70 yaş
arasındaki bireylerde ve çoğunlukla erkeklerde daha sık görülür. Böbrek
kanserinin gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra sigara kullanımı, obezite,
hipertansiyon, çevresel maruziyetler ve mesleki riskler gibi çeşitli etkenler
rol oynamaktadır. Çoğunlukla ileri evrelerde belirti görülmekte, bu nedenle
tanı genellikle rastlantısal olarak konulmaktadır. Tanı sürecinde genellikle
ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme
kullanılmaktadır. Böbrek kanseri tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın
genel sağlık durumuna bağlı olarak cerrahi müdahaleler (radikal veya parsiyel
nefrektomi), hedefe yönelik tedaviler, immünoterapi, radyoterapi ve kemoterapi
gibi çeşitli yaklaşımları içermektedir. Cerrahi, metastatik olmayan vakalarda
en etkili yöntemlerden biri olup, ileri evre hastalarda sistemik tedaviler ön
plandadır. Tedavi sürecinde gelişebilecek yan etkilerin yönetimi ve hasta
bakımının etkin bir şekilde sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır. Hemşirelik
bakımı, hastaların semptom yönetimi, psikososyal destek, eğitim ve palyatif
bakım süreçlerini kapsayan bütüncül bir yaklaşımı gerektirir. Hemşireler,
hastaların gereksinimlerini belirleyerek uygun girişimleri uygulamak, tedaviye
uyumu artırmak, olası komplikasyonları önlemek ve hasta yakınlarını sürece
dahil etmekten sorumludur. Bu kapsamda, hemşirelerin bilimsel ve kanıta dayalı
bakım uygulamalarını benimseyerek hastaların yaşam kalitesini iyileştirmeye
yönelik multidisipliner bir yaklaşım sergilemesi gerekmektedir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :