Fertilitenin korunması, kanser, sistemik hastalıklar ve sosyal nedenlerle üremeyi erteleyen erkek ve kadınlarda infertilite risklerini ve tedavi seçeneklerini anlamalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir konudur. Kanser tedavileri, üreme organlarında hasara ve hormon üretimine katılan organlarda hasara neden olarak doğurganlığı etkileyebilir. Kemoterapi, radyasyon tedavisi ve ameliyat gibi tedavilerin doğurganlık üzerinde yan etkileri olabilir. Fertilitenin korunması sadece kanser hastalarıyla sınırlı değildir, aynı zamanda gonotoksik tedaviler, sistemik hastalıklar ve düşük over rezervi gibi durumları da içerir. Bu konuda multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir ve Amerikan Klinik Onkoloji, üremenin korunması için çeşitli seçenekler sunmaktadır. Embriyo kriyoprezervasyonu, en sık kullanılan ve güvenilir bir yöntemdir. Diğer seçenekler arasında oosit kriyoprezervasyonu, over transpozisyonu, konservatif jinekolojik cerrahi, ovaryan supresyon, ovaryan doku kriyoprezervasyonu ve transplantasyonu, sperm kriyoprezervasyonu ve çocuklar için oosit ve sperm kriyoprezervasyonu yer almaktadır. Embriyo kriyoprezervasyonunun bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır ve gebelik oranları sınırlı olabilir. Ancak, bu yöntem, evli hastalar ve partneri olan hastalar için en uygun seçenektir.(AI)
Atıf Sayısı :