Bu bölümde, kanser tedavilerinin gelişmesiyle birlikte üreme koruma yaklaşımlarının önemi vurgulanmaktadır. Günümüzde yılda 100.000'den fazla yeni kanser vakası bildirilmektedir ve bu vakaların %3'ü 40 yaş altı reproduktif dönem hastalarını oluşturmaktadır. Reprodüktif dönemde meme kanseri kadın kanserlerinde birinci sırayı almaktadır. Kanser tedavilerindeki ilerlemelerle birlikte kür ve sağkalım oranları artmış, ancak tedavi sonrası gonadotoksik tedavilerin yol açabileceği fertilite kaybı riski de ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, sağlık profesyonellerinin hastaları doğru zamanda ve doğru bilgilendirme ile fertilite koruyucu tedaviler için uygun birimlere yönlendirmesi önem kazanmıştır. Amerikan Üreme Endokrinolojisi Derneği (ASRM) 2006 yılında, tüm kanser hastalarının tedavi öncesi fertilite koruyucu yaklaşımlar için üreme sağlığı uzmanına yönlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bununla birlikte, farkındalık düzeyi hala istenilen seviyeye ulaşmamıştır. Farkındalığın artırılabilmesi için tüm sağlık profesyonellerinin multidisipliner işbirliği içinde hastaları üreme sağlığı uzmanlarıyla buluşturması önemlidir. Etkili bir fertilite koruyucu program için medikal onkolog, radyasyon onkologu, cerrahi onkolog, reprodüktif endokrinolog ve ürolog arasında sağlıklı iletişim olması gerekmektedir. Adolesan ve reprodüktif dönemdeki tüm kanser hastalarının tedavi öncesi fertilite koruyucu yaklaşımlar için uzmanlara yönlendirilmesi, hastanın hastalığının seyri ve prognozu göz önünde bulundurularak multidisipliner bir yaklaşımla en uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :