Gebelik sırasında kalp hastalıkları, gelişmiş ülkelerde maternal mortalitenin ikinci en yaygın nedenidir. Kalp hastalığı olan annelerde kan akımında patolojik durumlar oluşabilir ve bu da uterus ve fetüse giden kan akımının azalmasına neden olabilir. Bu durum, fetüsün beslenmesini ve oksijenlenmesini etkileyebilir. Ayrıca, annenin kullandığı ilaçlar ve yapılan tetkikler de fetusa zarar verebilir. Gebelik sırasında kardiyovasküler anormallikler, pulmoner hipertansiyon, konjestif kalp yetmezlikli dilate kardiyomiyopati, Marfan sendromu ve siyanotik konjenital kalp hastalığı gibi durumlar da yüksek risk oluşturur. Protez kalp kapak, aort koarktasyonu, Marfan sendromu, asemptomatik dilate kardiyomiyopati ve obstrüktif lezyonlar gibi durumlar da gebelik danışmanlığı ve yakın takip gerektirir. Gebelik sırasında kalp hastalığı olan annelerin takibi için obstetristler, kardiyologlar, anestezistler ve pediatristlerin birlikte çalışması önemlidir. Son yıllarda medikal tedavilerin ilerlemesi ve infertilite tedavilerindeki gelişmeler, kalp hastalığı olan gebeliklerin ve güvenli doğumların artmasını sağlamıştır. Tüm gebeliklerin %0.2-0.4'ü kardiyovasküler hastalıklarla komplikedir ve bu tür komplikasyonlar nadiren ölüme neden olur. Ancak, dünya genelinde anne ölümlerinin en büyük nedenlerinden biridir. Batı dünyasında en sık görülen kardiyovasküler hastalık hipertansif kalp hastalıklarıdır ve gebeliklerin %2-8'inde görülür. Gelişmekte olan ülkelerde ise romatizmal kardiyak patolojiler daha sık görülürken, gelişmiş ülkelerde nadir görülür. Gebelik sırasında fizyolojik değişiklikler de meydana gelir ve bu değişikliklerin kardiyovasküler sistem üzerinde dramatik etkileri vardır.(AI)