Eğitim ve din, insanlık tarihi
boyunca bireyler, gruplar ve toplumların şekillenmesinde merkezi roller
üstlenmiş iki temel kurumdur. Hem bireylerin/toplumların kimlik ve değer
oluşumunda hem de toplumsal düzenin devamında önemli işlevlere sahiptirler. Eğitim,
toplumsal normların, değerlerin ve kültürün aktarılmasında birincil araç olarak
görülürken, din ise kutsallık temelli inanç sistemleri ve eylemleri
aracılığıyla bu süreçleri destekler veya dönüştürür. Eğitim ve din arasındaki
ilişki, hem işbirliği hem de çatışma ekseninde şekillenmektedir. Bir yandan
eğitim, dini sosyalleşme süreçlerini destekleyerek dini kimlikleri ve aidiyeti
güçlendirirken, diğer yandan seküler eğitim modelleri, dini öğretileri
eleştiren veya dışlayan yaklaşımlar sergileyebilmektedir. Bu bölümde, din
sosyolojisinin sunduğu teorik çerçeveler ışığında eğitim ve din arasındaki
ilişki ele alınacaktır. Bu bağlamda, hem tarihsel süreçler hem de çağdaş
toplumsal dinamikler incelenecek, din ve eğitimin toplumsallaşma, toplumsal
uyum ve kültürel yeniden üretim süreçlerindeki rolleri değerlendirilecektir.
Sonuç olarak bu analiz, din sosyolojisinin temel kuramsal yaklaşımlarına kısaca
yer vererek, eğitim ve dinin nasıl birlikte çalışabileceği ya da çatışabileceği
üzerine bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır.
Atıf Sayısı :