Sosyal bilimlerde, çalışmanın
amacına ve konusuna bağlı olarak değişen birçok farklı araştırma yöntemi
kullanılabilmektedir. Sözlü tarih çalışmaları da sosyal bilimlerde tarihi
olayların, önemli anların, anıların, kişisel deneyimlerin toplanıp incelenmesine
dayanan bir araştırama yöntemidir. Bu yöntem, daha çok yazılı belgelerle
desteklenemeyen konu veya olaylar ile; göz ardı edilmiş kişi, grup, kesim ya da
toplulukların tarihini öğrenmeye ve anlamaya yönelik olarak kullanılmaktadır.
Bu yöntemde, bireylerin tanıklıkları ile hafızalarındaki bilgi ve deneyimler, genellikle,
sesli kayıtlar, video çekimleri veya yazılı transkriptler aracılığıyla
toplanır. Sözlü tarihin klasik tarih yazımından belki en önemli farkı sadece
büyük ve önemli tarihi olayların değil aynı zamanda sıradan insanların veya göz
ardı edilmiş grupların yaşamlarının da açığa kavuşturulmasına imkân
sağlamasıdır. Toplumsal belleğin şekillenmesinde
de önemli rol oynayan sözlü tarih yöntemi, tarihsel olayların farklı bakış
açılarıyla daha zengin, daha detaylı ve çok boyutlu olarak ortaya konulmasını
sağlar. Kaybolmaya yüz tutmuş kültürlerin, marjinal grupların veya zamanla
unutulmuş kimi olayların gün yüzüne çıkmasını sağlayan sözlü tarih, özellikle
savaşlar, göçler, toplumsal hareketler, kültürel değişimler, toplumsal
eşitsizlikler gibi pek çok konuda son derece önemli bir araştırma aracıdır. Tarihçilerin
ve araştırmacıların, (tanıklarla) anlatıcılarla güven ilişkisi kurmasının büyük
önem taşıdığı sözlü tarih çalışmaları, geçmişi anlamak için son derece önemli
bir araç olup, tarihsel bilgiyi zenginleştiren, çeşitlendiren, derinleştiren ve
insana dayalı çalışma şeklini esas alan sosyal bilimlerde önemli bir yöntemdir.
Atıf Sayısı :