Kalp yetersizliği,
kalbin dokularına gerekli oksijeni ve besin maddelerini yeterince iletememesi
sonucu meydana gelen, kardiyak yapı ve işlev bozukluklarından kaynaklanan bir
durumdur. Gelişmiş ülkelerde erişkin nüfusun yaklaşık %1-2’sinde görülmektedir.
Ancak, 70 yaş ve üzerindeki bireylerde bu oran %10’a kadar yükselebilir. KY’nin
pek çok nedeni vardır ve bu nedenler, coğrafi bölgelere ve yerel sağlık
koşullarına bağlı olarak farklılık gösterebilir. KY hastalarının en az
yarısında EF düşüktür (DEF-KY). Kalp
transplantasyonu son dönem kalp yetmezliğinde geçerli bir tedavi yöntemi olarak
görülmektedir ve günümüzde başarılı sonuçlar ile uygulanmaktadır. Ülkemizde
1968'de, ilk kalp naklinin yapıldığı, Organ Nakli Kanunu'nun 1979'da yürürlüğe
girmesiyle bu alandaki çalışmaların daha da hız kazanmasıyla Kasım 2023
itibarıyla kalp nakli bekleyen hasta sayısı 1422 ulaşmıştır. 1968 yılı sonuna
kadar Türkiye’nin de dahil olduğu 17 ülke de toplamda 102 kalp transplantasyonu
yapılmıştır. Ülkemizin sayılı nakil merkezlerinden biri olan ve bu konuda
başarılı sayılan hastanemizde 1989 yılından itibaren toplam olarak 258 kalp
nakli yapılmıştır. Kalp nakli sonrası hastaların hemşirelik bakımı, yaşamı
tehdit eden bir süreçten sağlıklı bir iyileşme sürecine geçişte kritik bir rol
oynamaktadır. Bu süreçte, hastaların iyileşme sürecini desteklemek ve olası
komplikasyonları önlemek için özenli bir yaklaşım gerekmektedir. Nakil sonrası
süreçte hastaların en fazla iletişimde olduğu sağlık profesyoneli
hemşirelerdir. Bu durum hemşireye, hastanın bakım, tedavi ve takip gibi klinik
uygulamalarının yanında fiziksel ve ruhsal olarak iyileşmesi gibi önemli
sorumluluklar yüklemektedir. Bakıma katılan nakil hemşirelerinin sorumluluğu,
hemşirelik girişimlerini gerçekleştirirken ve karar alırken, kanıta dayalı
uygulamaları temel almaktır.
Atıf Sayısı :