Basınç ülserleri
hastaların tedavi sürecini uzatmakta olup, hastada oluşturduğu
fiziksel/psikolojik travmanın yanında sağlık bakım masraflarının artmasına ve
bireylerin sorumluluklarını yerine getirmesinde de aksaklıklara neden olan
önemli bir sağlık sorunudur. Basınç ülserleri sıklıkla vücudun kemik
çıkıntılarının olduğu bölgelerde, uzun süreli ve tekrarlayan basınca maruz
kalınması nedeniyle deri ve deri altı dokularda kapillerin tamamen kapanması ve
o bölgede dolaşımın olmaması nedeniyle oluşan nekroz ve ülserasyonlardır.
Hastanelerin sağlık hizmeti sunulan her biriminde görülmesinin yanı sıra
özellikle yoğun bakım ünitelerinde tedavi alan hastaların analjezik, kas
gevşetici ve sedatif ilaçların fazlasıyla kullanılması, hastaların fiziksel
hareketlerinin kısıtlı olması, solunum cihazlarının sık kullanılması, metabolik
problemlerin varlığı, bilinç kaybı, ventilasyon ve dolaşım bozuklukları,
inkontinans, malnütrisyon ve hipoalbuminemi gibi basınç ülserleri için risk
oluşturacak birçok faktör bulunmaktadır. Bu nedenle yoğun bakım üniteleri
basınç ülserlerinin yoğunlukla görüldüğü alanların başında gelmektedir. Basınç
ülserleri her yaş grubunda görülmekle beraber yaşlanmayla birlikte bu oranın
arttığı da görülmektedir. Basınç ülseri oluşumunu arttıran risk faktörleri
morbitide ve mortalite oranlarının artmasına, ayrıca hastada ağrı, enfeksiyon
ve depresyon gibi komplikasyonların oluşmasına neden olmaktadır. Bu
yüzden sağlık hizmeti sunan hemşireler, basınç ülserlerinin önlenmesinde risk
faktörlerinin belirlenmesi, tedavisi ve bakımında kanıta dayalı uygulamalardan
yararlanmalıdır.
Atıf Sayısı :