Doğal
afetler sonrası mantar enfeksiyonları, bakteri kaynaklı enfeksiyonlar kadar sık
görülmemekle birlikte, özellikle bağışıklığı baskılanmış bireylerde veya
kontamine yaraları olan hastalarda mukormikoz etkeni başta olmak üzere mantar enfeksiyonları ciddi riskler
taşır. Bu enfeksiyonlar erken dönemde bakteriyel enfeksiyonlarla karışabilmekte
ve bu durum tanı ve tedavi süreçlerini geciktirebilmektedir. Dünya’da yaşanan
pek çok afet sonrasında; Kolombiya’daki Armero Yanardağ patlamasında, Joplin,
Missouri Kasırgası gibi afetlerde mukormikozun nekrotizan fasiit ve yüksek
mortalite oranlarına yol açtığı belirtilmiştir. Bununla birlikte aspergilloz ve
fusaryoz başta olmak üzere pek çok dematiyöz mantarın da etken olduğu
enfeksiyonlar, meydana gelen afet türü ve bu afetin gerçekleştiği coğrafyanın
iklim özelliklerine göre geniş bir dağılım gösterebilmektedir. Bu noktada klinik
örneklerin toplanması, mikrobiyolojik tanı yöntemleri, tanımlama ve duyarlılık
sonuçlarının doğru yorumlanarak etken-kontaminasyon ayrımının doğru yapılması son
derece önemlidir. Afet
sonrası teşhis ve tedavi gecikmeleri enfeksiyon oranlarını arttırmakta ve sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar
enfeksiyon yönetimini karmaşık hale getirebilmektedir. Antibiyotik kullanımı,
steroid tedavileri ve diyabet gibi kronik hastalıklarla daha da sık görülen
mantar enfeksiyonları, doğru tedavinin gecikmemesi açısından mutlaka göz önünde
bulundurulmalı, antifungal tedavi ve gerekli durumda cerrahi müdahalelerle enfeksiyon kontrol altına alınmalıdır.
Vaktinde yapılan doğru tanımlama ve duyarlılık sonuçları yalnız hastaların
iyileşmelerine katkıda bulunmakta kalmayıp, ülkelerin epidemiyolojik verilerini
oluşturarak gelecekteki afet durumlarında karşılaşılabilecek olası patojenler
için ön fikir vermesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Atıf Sayısı :