Bu bölümde, infertilite ve kanser arasındaki ilişki incelenmektedir. Dünya genelinde her beş kişiden biri yaşamları boyunca kansere yakalanmakta ve erkeklerin yaklaşık olarak 1/8'i, kadınların ise 1/11'i kanser nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Kanser tedavisindeki ilerlemeler, özellikle genç hastalarda yaşam beklentisini artırmıştır. Ancak, mevcut kanser tedavileri genellikle fertilite üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bu nedenle, kanser tedavisi gören erkekler ve kadınlar, infertiliteyi önlemek için kemoterapi veya radyoterapiye başlamadan önce kriyoprezervasyon yöntemlerini kullanabilirler. Kanser konusu, kısırlık alanında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çeşitli kanser türleri, üreme organlarını ve endokrin bezlerini etkileyerek kısırlığa neden olabilir. İnfertilite genellikle bu kanserlerin ilk belirtisi olabilir. Yeni kanser tedavileri ile hayatta kalma oranının artması, infertiliteyi önemli hale getirebilir. Herhangi bir faktör hem kanser hem de infertilite ile ilişkili olabilir. Erkek üreme sistemi kanserleri arasında testis kanseri en sık görülen kanser türüdür. Testis kanseri genellikle genç erkeklerde teşhis edilir ve başarılı tedaviler sayesinde ölüm riski düşüktür. Testis kanseri ile infertilite arasında da bir ilişki bulunmaktadır. İntratübüler germ hücre neoplazisi, testislerdeki germ hücrelerinin anormal görünümüdür ve malign germ hücre tümörlerine ilerleme olasılığı yüksektir. Seminom, testis kanserlerinin en sık görülen tipidir ve genellikle orta yaş erkekleri etkiler. Seminomun farklı tipleri bulunmaktadır ve metastazlar genellikle lenf düğümlerinde görülür. Bu çalışma, kanser ve infertilite arasındaki ilişkiyi inceleyerek, kanser tedavisi gören bireylerin infertiliteye karşı korunmasını sağlamak amacıyla kriyoprezervasyon yöntemlerinin kullanımını önermektedir.(AI)
Atıf Sayısı :